22 Mayıs 2014 Perşembe
Uyuşturucu Bağımlılığı ve Tedavisi
14:03
amatem
,
bağımlılık
,
bağımlılık tedavisi
,
çematem
,
eroin bağımlılığı
,
uyuşturucu bağımlılığı
,
uyuşturucuyu bırakmak
No comments
Uyuşturucu madde kullananlar tedavi
olabilir mi?
Evet, uyuşturucu madde kullanan kişiler
tedavi olabilir. Özellikle tedavi
ilkelerini yerine getiren kişilerde
uyuşturucu maddeyi bırakma oranı çok
yüksektir. ullanılan uyuşturucu madde
esrar, eroin, ekstazi fark etmez. Tedavi
sadece kişinin uyuşturucu maddeyi
bırakmasını değil, sosyal yaşamına geri
dönmesini ve yaşamını sağlıklı biçimde
sürdürebilmesini de içerir. Bu ise
uyuşturucu maddesiz yaşam tarzının inşa
edilmesi ile mümkün olmaktadır.
Tedavide başarı oranının araştırmalarda
%40 olduğu bildirilmektedir. Kişinin
tedavi olma motivasyonu ve tedaviye
uyumu çok önemlidir. Kullanıcılar
arasında “bu hastalığın bir tedavisi
olmadığı” yolunda bir kanı yerleşmiştir.
Halbuki, bu yanlış bir kanıdır.
İsteklilik ve kararlılık tedaviyi mümkün
kılmaktadır.
Yapılan araştırmalar, şeker hastalarının
uyuşturucu madde kullanıcılarına göre
tedaviye daha uyumsuz olduğunu
göstermektedir. Ancak uyuşturucu madde
kullanımında hastalığın tekrarı sadece
tıbbi sorunlara yol açmamaktadır. Aynı
zamanda sosyal, ekonomik ve adli
sorunlara da yol açmaktadır. Kişinin
uyuşturucu madde kullanımını daha büyük
yıkıma yol açtığı ve yaşam kalitesini
düşürdüğü için, diğer hastalıkların
tekrarından daha önemlidir.
Bağımlılık tedavisinde süre nedir?
Bağımlılık tedavisi uzun sürelidir.
Kişinin tedavide kaldığı süre arttıkça,
tedavinin başarılı olma ihtimali artar.
Tedavinin süresi kişiden kişiye değişir.
Kişinin 6 ay uyuşturucu madde
kullanmasına tıbbi literatürde “kısmi
düzelme” adı verilmektedir. Bu nedenle
tedavinin aralıklı da olsa en az 6 ay
sürmesinde yarar vardır.
Ancak tedavi süreci bir yıl kadar deam
etmelidir. Bir yılın sonunda da gerekli
durumlarda tedaviye devam edilmesi
gerektiği bildirilmektedir. Bağımlılıkta
tedavinin ömür boyu sürmesi gerektiğini
ileri süren çalışmalarda vardır.
Tedavi yöntemleri nelerdir?
Öncelikle kişi başvurduğu zaman
bedeninin uyuşturucu maddeden
arındırılması gerekir. Buna
detoksifikasyon adı verilir. Eroin gibi
bazı uyuşturucu maddeler bırakıldığında
ciddi yoksunluk belirtileri ortaya
çıkacağı için tıbbi bir tedavinin
uygulanmasını gerekli kılar.
Tek başına ilaç tedavisi yeterli
değildir. Kişinin kendisini tanıması,
uyuşturucu maddeyi kullanma davranışını
öğrenmesi, uyuşturucu madde kullanma
nedenlerini anlaması, tekrar başlamaması
için neler yapması gerektiğini öğrenmesi
sağlanır.
Bu amaçla bireysel ve grup terapileri
yararlı olmaktadır. Ailenin ve bağımlı
kişinin eğitimi de tedavinin içinde yer
almaktadır. Tedavi süresi uzadıkça
başarı şansı artar.
Tedavide başarıyı artıran faktörler
nelerdir?
Bağımlılık tedavisindeki başarı kişiye,
çevreye ve yönteme göre değişkenlik
gösterir. Tedavide başarıyı artıran
faktörlerden en önemlisi kişinin istekli
ve kararlı olmasıdır. Bağımlı kendini
değiştirmeye çalışırken, ailesi de
değişimlere uğramayı kabul etmelidir. Bu
noktada ailenin desteği önemlidir.
Uzun süreli tedavide olmak, başarı
şansını artırmaktadır. Bağımlılığın
tedavisi her tip uyuşturucu madde
kullanımı için benzerdir. Eğer kişi
kendisinin bağımlı olduğunu unutmaz,
tedaviye uyum gösterir ve yarıda
bırakmazsa başarılı olma şansı
yüksektir.
Kişi yardım almadan bağımlılıktan
kurtulabilir mi?
Esrar, eroin, ekstazi gibi uyuşturucu
maddeler, sigara ve alkol bağımlılığı
beyinde değişiklikler yaratır. Bu
biyolojik değişiklikler, kişinin
çevresi, psikolojisi ve sosyal sorunları
ile etkileşir. Tedavi ise değişimin
gerçekleşmesi ile mümkün olmaktadır.
Değişimin hangi alanlarda olması
gerektiği, riskli durumların
belirlenmesi ve buna karşı önlemlerin
geliştirilmesi, yeni davranış
modellerinin benimsenmesi ancak belli
bazı yardımların alınması ile mümkün
olmaktadır. Bu nedenle kişinin
profesyonel destek alması iyileşme
şansını artırır.
Kullandığı uyuşturucu maddeye göre
kişinin tedavinin şansı nedir?
Bağımlılık tedavisinde en önemli etken
kişinin istemesi ve bağımlılık
tedavisinin kurallarına uymasıdır.
Bunlar gerçekleştikten sonra kişinin
kullandığı uyuşturucu maddenin büyük bir
önemi yoktur.
Yatarak mı, ayaktan tedavi mi?
Tedavinin türü kişiden kişiye değişir.
Genel olarak ayaktan tedavi daha
yararlıdır. Bunun en önemli nedeni
kişinin kendi yaşamını değiştirmeden,
bulunduğu çevre ve koşullar içinde alkol
veya uyuşturucu madde kullanmamayı
öğrenmesidir.
Ancak kişi kendisini alkol ve uyuşturucu
maddeden uzak tutamıyor, arkadaş
çevresinin baskısına karşı koyamıyorsa,
bu durumda izole edilmesi yani hastaneye
yatırılarak tedavi edilmesi yararlı
olacaktır.
Detoksifikasyon (arındırma) nedir?
Detoksifikasyon tıbbi bir dönemdir.
Kullanılan uyuşturucu maddenin
bırakıldıktan sonra ortaya çıkan
yoksunluk belirtilerinin kaldırılmasını
hedefler. Her uyuşturucu maddenin
yoksunluk belirtisinin niteliği ve
şiddeti farklıdır. Yoksunluk
belirtilerinin şiddeti kişiden kişiye de
değişebilir. Uyuşturucu madde kullanımı
sırasında bedenin kurduğu denge,
uyuşturucu madde bırakıldıktan sonra
yeni bir denge oluşturmaya çalışır. İşte
bu dönemde önemli bedensel sorunlar
yaşanabilir. Bu bedensel belirtileri
gidermek için tıbbi müdahaleler gerekir.
Detoksifikasyon süreci tek başına tedavi
değildir. Detoksifikasyon aşamasını
takiben terapi ve rehabilitasyon
sürecinin başlaması, iyilik sürecini
uzatacaktır. Sadece arınma tedavisi ile
tedavi tamamlanmış olmaz.
Arınma uyuşturucu maddenin vücuttan
temizlenme sürecidir ve tedavinin sadece
başlangıcıdır. Arınmadan sonra kişinin
kendisini tanıması, uyuşturucu maddeyi
kullanma davranışıyla başa çıkmasını
öğrenmesi, uyuşturucu madde kullanma
nedenlerinin üstesinden gelmesi, tekrar
başlamaması için neler yapması
gerektiğini öğrenmesi gerekir. Tedavi
süresi uzadıkça başarı şansı artar.
Bağımlılık terapisi nedir?
Bağımlılıkta terapi;
·
Kişinin kendini tanıması, anlaması ve
kendini değerlendirme yetisini
kazanmasını,
·
Uyuşturucu madde kullanmaya başlama
nedenlerinin araştırılmasını ve bununla
ilgili etkenlerin ortadan kaldırılmaya
çalışılmasını (kişilik sorunları,
güvensizlik vb),
·
Söz konusu uyuşturucu maddelerin
kendisinde yarattığı etkileri
tanımasını,
·
Tekrar kullanmaya başlamasının
engellenmesi için gerekli bilgileri ve
yetileri kazanmasını,
·
Altta yatan veya eşlik eden ruhsal
sorunların tedavisini,
·
Dış dünyaya karşı kendisini
hazırlamasını sağlamaya yöneliktir.
Bu amaçla uygulanan bireysel ve grup
terapilerinin bağımlılığın tedavisinde
yeri büyük olmaktadır.
Tekrar kullanmaya başlama oranı nedir?
Bağımlılık yineleyen bir hastalıktır.
Genelde uyuşturucu madde kullananların
birden fazla tedavi girişimleri vardır.
Tedavi girişimi sayısı arttıkça, tedavi
şansının azalmadığı bilinmektedir.
Bu nedenle, birkaç kez başarısız tedavi
girişimi kişiyi ve çevresini karamsar
kılmamalıdır. Her yeniden kullanmaya
başlama, aslında kişi için öğretici bir
süreç olarak görülmelidir.
Eğer bu tekrarlardan kişi bir şeyler
öğrenebilirse, bir daha ki sefere
yeniden başlamaması için gerekli
önlemleri alabilir. Alkol veya
uyuşturucu maddeyi bıraktıktan sonraki
ilk aylarda tekrar kullanmaya başlama
riski daha yüksektir. Bu nedenle,
özellikle ilk bir yıl içinde kişinin
tedavilere devam etmesi büyük önem
taşır.
Kullanılan uyuşturucu madde tamamen
bırakılmalı mı?
Eğer bağımlıysanız, kullandığınız
uyuşturucu maddeyi tamamen bırakmak
gerekir. Bağımlı olan kişilerde
kullanılan uyuşturucu maddeyi azaltmak
mümkün değildir. Tabi ki bunu
deneyebilirsiniz, ancak tüm araştırmalar
bağımlı kişilerin kullandıkları
uyuşturucu maddeyi bırakmadıkları
azalttıkları zaman, tekrar eskisi gibi
kullanmaya başladıklarını
göstermektedir.
Aslında tüm uyuşturucu maddeleri
bırakmak daha doğrudur. Çünkü, sadece
kullandığınız uyuşturucu maddeyi
bırakmak yeterli olmaz. Diğer uyuşturucu
maddeleri kullanmaya devam ederseniz,
uyuşturucu madde kullanım alışkanlığınız
devam etmiş olacaktır. Başka uyuşturucu
maddelerin verdiği etkiler dolayısıyla
kontrolü kaybedecek ve bıraktığınız
uyuşturucu maddeyi de tekrar kullanmaya
başlama ihtimaliniz yüksek olacaktır.
Tüm yönleriyle LSD
LSD’nin halüsinojen olarak sınıflandırılmasının nedeni, kişinin
gerçek algılarında bozulma yaratarak,
gerçek gibi gözüken ama gerçekte olmayan
imajları görmesine, sesleri duymasına ve
dokunsal duyumlar algılamasına yola
açmasıdır.
Sokak isimleri arasında asit, likit, küpler, sarı güneş ışıkları,
eski küpler, seyahat / “trip”, incimsi
kapılar, cennet mavisi, kraliyet mavisi,
düğün zilleri, şef, şahin, şeker topağı,
Japon Budizmi gibi değişik isimleri
vardır.
Beyaz, tatsız, kokusuz olan LSD toz halinde veya sıvı formunun
çeşitli uyuşturucu maddelere emdirilmiş
haliyle de bulunabilir. Ağızdan yutarak
veya dilin altına konulup emilerek
kullanılır. Küçük miktarlarda, küçük
kare şeklindeki kurutma kağıdına
emdirildikten sonra dil üzerinde
eritilerek alınabilir. Bu küçük kare
şeklindeki kağıtların üzerinde çoğu kez
renkli soyut desenler ya da Pembe
Panter, Micky Mouse gibi çizgi roman
kahramanlarının resimleri bulunur.
Ülkemizde yaygın olarak kullanılan bir uyuşturucu madde değildir.
Bulunması oldukça zordur.
LSD ve benzerlerine tolerans hızla gelişir. Üç dört gün sürekli
kullanımı takiben tolerans üst düzeye
varır.
Etkileri
LSD’nin etkisi bir saat içinde başlar, 2-4 saat içinde en üst
düzeye varır, 8-12 saat içinde sonlanır.
Fiziksel olarak titreme, yüksek
tansiyon, beden ısısında artma, terleme
ve görme bulanıklığına yolaçar.
Halüsinojen uyuşturucu maddelerin kişiyi nasıl etkileyeceği ,
kullanan kişinin o andaki ruh haline ve
destekleyici olup olmadıklarına
bağlıdır. Etkileri zevk ve güzel şey
hayal etmekten kabuslara kadar değişir.
Algı bozukluğu gelişir. Algılar
keskinleşir, çarpıklaşır. Kişinin
kendisini algılaması farklılaşır. Çevre
yabancılaşır. Bazı nesneler farklı
olarak algılanabilir.
Renkler ve biçimler daha zengin gözükür, köşeler keskinleşir.
Halüsinasyonlar genellikle görsel
olmakla birlikte, işitsel ve dokunma ile
ilgili halüsinasyonlara rastlanılabilir.
Kendilik algısı değişir, ruhu bedenden
ayırır, egoyu dağıtır.
Bu uyuşturucu maddelerin kullanımı ile uygunsuz davranışlar ve
psikolojik değişiklikler gelişebilir.
Kişi büyük bir sıkıntı yaşayabilir,
kuşkucu düşünme, muhakeme bozukluğu
oluşabilir. Kullanan kişi aklını
kaybetme, delirme korkusunun hakim
olduğu bir panik yaşar. Bu durum oldukça
tehlikelidir. Böyle bir durumda kişiye
güvence vermek, bunun uyuşturucu
maddeden kaynaklandığını, bir süre
kendiliğinden geçeceğini belirtmek
yararlı olur.
LSD’nin etkilerini tahmin etmek güçtür, etkileri bireye özgüdür.
Çünkü etkiler alınan miktara,
kullanıcının kişiliğine, kullanıcının o
an içinde bulunduğu ruhsal durumuna ve
ilacın alındığı çevreye bağlıdır. 20-25
miligram LSD, kişinin kendinden geçmesi
için yeterlidir. Eğer bu miktar daha
fazla olursa insanı çıldırtabilir.
Alındıktan 30 ile 60 dakika sonra
etkilemeye başlar ve 8 ile 12 saat kadar
bu etkileri sürer. Ancak halsizlik,
yorgunluk 24 saat kadar sürebilir,
ayrıca kalıcı başka birtakım etkileri
daha vardır. Fizyolojik olarak ilk
görülen etki, göz bebeklerindeki
genişlemedir. Kan basıncında artış,
titreme, ağızda kuruluk, mide-barsak
faaliyetlerinde artış, iştah azalması,
uykusuzluk ve kontrol edilemeyen
gülmeler görülür.
LSD kullanıcıları deneyimlerini “trip” olarak adlandırırlar.
Halüsinojen uyuşturucu madde etkisi
altında iken yaşantılanan duruma “trip”
adı verilir. Kimi zaman halüsinasyonlar
çok ileri düzeye varır. Hezeyanlar
(sanrı) gelişir. Tam bir psikotik tablo
yerleşir. Buna “bad trip” adı verilir.
Halüsinojen uyuşturucu madde kullanıldıktan ve etkisi geçtikten
sonra, bazı etkiler tekrar yaşantılanır.
Buna da “flashback” adı verilir.
Halüsinojen kullananların %15 ile
80’inde bu tablo ortaya çıkabilir.
Flashback sırasında geometrik
halüsinasyonlar, renk parıltıları,
renklerin belirginleşmesi, hareket eden
nesnelerin görüntülerinin izlerinin
olması, nesne çevresinde ışık haleleri,
nesneleri küçük ya da büyük görme
olabilir.
Flashback belirtilerinin ortaya çıkmasını ruhsal stres yaratıcı
etkenler, monoton biçimde araba kullanma
gibi uyaran yoksunluğu ya da başka
uyuşturucu maddelerin kullanımı
yolaçabilir. Bunlar birkaç dakika içinde
sonlanır. Kimi zaman daha uzun
sürebilir.
“Flashback” olayı, LSD kullandıktan birkaç gün sonra olabileceği
gibi bir yıldan da daha uzun bir süre
sonra ortaya çıkabilir, yani kişi tekrar
uyuşturucu madde kullanmasa da flashback
yaşayabilir. Tipik olarak bir kaç dakika
hatta daha da kısa bir süre içinde
sonlanır ve genellikle, şekilsiz
renklerden korkutucu halüsinasyonlara
kadar uzanan bir çeşitlilik içerir.
Özellikle kronik olarak kullananlarda,
kişilik problemleri olanlarda, ama
bununla birlikte ara sıra LSD
kullananlarda da flashback
gözlemlenebilir.
Yarattığı sonuçlar
Bu uyuşturucu maddelerin kullanımı ölüme neden olabilir. Ölüm daha
çok yüksek tansiyon ya da beden ısısının
artışından kaynaklanmaktadır. Yargılama
yetisinin bozulmasına bağlı olarak da
ölüm olabilir. Buna örnek olarak trafik
kazası ya da kişinin uçmak amacı ile
tehlikeli aktivasyonlara girişmesi
verilebilir.
Zehirlenme
Yüksek dozlarda kullanıcıda hissizlik, kaslarda güçsüzlük ve
titreme görülür. Motor becerileri ve
koordinasyon bozulmuştur. Bazen nöbetler
ve bulantı da yaşayabilirler. Yüksek
dozdan dolayı ölüm rapor edilmemiştir.
Ancak entoksikasyon sırasında ya da onu
takiben intiharlar meydana gelmiştir.
Mantıklı düşünme ortadan kalktığı için
meydana gelen tehlikeli davranışlar ve
şiddet, kaza sonucu ölümlere, cinayete
ve kendini yaralamalara, sakatlanmalara
varan olaylara neden olabilmektedir.
Tüm yönleriyle Opiyatlar(Eroin,Kodein,Afyon,Morfin)
Eroin kullananlarda
gözlenebilecekler
Uyuşturucu madde etkisi altındayken;
Ağız
kuruluğu
Çökük bir
görünüş (sanki omuzda ağır bir yük
varmış gibi)
Şaşkınlık
hali
Solunumda
yavaşlama
Gözbebeklerinde küçülme
Kaşık gibi
malzemeler
Bir uyanık,
bir uykulu hal
Uyuşturucu madde etkisi geçtikten sonra
Sinirlilik,
huzursuzluk
Gözbebeklerinde büyüme
Burun
akıntısı, terleme, uykusuzluk, kas
ağrıları, bulantı, ishal
Kodein kullananlarda (a-ferin)
Eroin kullanımına benzer etkiler
Evde filtre, beyaz lekeli bardaklar
Küçük su şişelerine doldurulmuş dumanlı su
Tipleri
Afyon haşhaşından elde edilen ve
uyuşturucu özelliği taşıyan uyuşturucu
maddeler arasında afyon sakızı, morfin,
kodein, eroin, metadon gibi uyuşturucu
maddeler sayılabilir. Afyonun karşılığı
“opium”dur. Afyon ve benzeri uyuşturucu
maddelerin tümüne “opioid” adı
verilmektedir.
Afyon haşhaşı ile bir tür esrara verilen
“haşiş” ismi karıştırılmamalıdır. Haşhaş
bitkisine latincede Papaver Somniferium
denir. Afyon bu bitkiden elde edilir.
Morfin ve benzeri ilaçlar, en etkili
ağrı kesici ilaçlardandır. Deriye zerk
edilen morfin, etkileri bakımından,
yenilen afyona oranla on veya yirmi kat
daha kuvvetlidir.
Eroin aslı “Heroin”dir. İlk olarak 1899
yılında Bayer fabrikalarında sentez
edilmiştir. Eroin, morfinden iki kat
daha etkindir. Eroin piyasada açık
kahverengi bir toz şeklinde satılır.
Sokakta Eyç (H), beyaz, toz, peynir
adlarıyla anılır.
Eroin, genellikle perakende piyasasına
ulaştığı zaman büyük ölçüde derecesi
hafifletilmiş haldedir veya bilhassa
şeker, süt şekeri, glikoz, kinin veya
diğer bir uyuşturucu madde ile yapısı
bozulmuştur.
Kodein, afyon kozası ve afyonda
mevcuttur. Kodein, etkili bir öksürük
giderici ve ağrı kesicidir ilaçlardan
biridir. Kodein daha çok öksürük ilacı
ve uyku verici olarak kullanılır.
Kodein, toz veya tablet halinde yapılır;
beyaz renkte, kokusuz ve acımsı
tattadır. diğer afyon türevleri gibi
bağımlılık yapıcı etkisi olduğu
saptanmıştır. Bu nedenle öksürük
şuruplarının muhtevasından
çıkarılmıştır. Kimi kodein içeren
ilaçlar ise kırmızı reçete kapsamına
alınmıştır.
Kullanım yolu
Afyon ve benzerleri ağız yolu ile
alınabilir, buruna çekilebilir ya da
damar içine zerk edilebilir. Sigara gibi
sarılarak içilmesi ya da buharının içe
çekilmesi de sık olarak kullanılan
yöntemlerdir. Eroinin sigara tarzında
sarılıp içilmesine “koreks” adı verilir.
Sıklıkla buruna çekilerek kullanılan
eroin, zaman içinde burun cidarında ağır
hasara neden olur. Bu nedenle kullanımı
zorlaşır ve başka kullanım yöntemlerine
geçilir.
Buharının içe çekilmesi amacı ile
aluminyum folyoda ıstılmasına ve
buharının içe çekilmesine “kaydırma” ya
da “ejderhayı kovalamak” adı verilir.
Enjektör ile kullanıma “shot” adı
verilir. Genellikle burun ya da sigara
tarzında kullanım başlar ve damara
enjeksiyon ile devam eder.
Etkileri
Alındıktan kısa bir süre sonra etki
göstermeye başlar. Etkisi 4-6 saat
sürer. Bu nedenle günde en az iki üç kez
kullanılması gerekebilir. Uyuşturucu
madde alındıktan sonra sıcaklık, kol ve
bacaklarda ağırlık hissi, yüzde
kırmızılık gelişir. İlk başta gelişen
“rush” olarak adlandırılan dönemin
ardından, sedasyon (sakinlik) dönemi
ortaya çıkar.
Hareketlerde ve konuşmada yavaşlama,
dikkat ve bellekte bozukluk bu dönemin
belirtileridir. Fiziksel olarak
solunumun yavaşlaması, göz bebeklerinin
küçülmesi, ağrı hissinin kaybı, düz
kasların kasılması, kan basıncı, kalp
hızında azalma ve beden ısısında
değişiklikler oluşur. Karında orgazm
benzeri kramplar olur. Bu uyuşturucu
maddelere duyarlı insanlarda alımı
takiben mutsuzluk, kusma ve bulantı
oluşabilir.
Eroin bağımlılarında durgunluk, isteksiz
olma, soluk bir yüz, ağır ve yavaş
hareket etme, zayıflık, dengesiz yürüme
gözlenir. Kabızlık oluşur. Özbakım
azalmıştır. Sık sık doz alma ihtiyacında
olduğu için bir yerde uzun süre kalmaz.
Kollarda enjeksiyon izleri, yaralar
saptanabilir.
Soldaki fotoğraflar Eroin kullananların Eroine başlamadan önceki halleri. Sağdaki ise tahmin ettiğiniz gibi.
Soldaki fotoğraflar Eroin kullananların Eroine başlamadan önceki halleri. Sağdaki ise tahmin ettiğiniz gibi.
Tum yonleriyle Kokain
13:31
amatem
,
bağımlılık
,
cocaine
,
crack
,
kokain
,
kokain bağımlılığı
,
kokain çekmek
,
kokainin zararları
,
koko
,
toz
No comments
Genel bilgi
Kokain çok hızlı ve güçlü bir bağımlılık geliştirir. Genellikle
“coke” olarak adlandırılır. Kokain,
kökeni güney Amerika olan "Erythroxylon
Coca" şurubundan elde edilen bir
alkoloiddir. Baz kokain, beyaz
kristalize bir tozdur.
Kokainin etkileri kısa zamanda ortaya çıkar ve kaybolur. Alımını
takiben etkisini hemen gösterir.
Yaklaşık 30 ile 60 dakika içinde etkisi
kaybolur. Bu süre zarfında eğer tekrar
kokain alınmazsa yoksunluk belirtileri
belirir. Bu belirtiler oldukça
tatsızdır. Yoksunluk belirtilerinin
ortaya çıkmaması için dozun hemen
tekrarlanması gerekir.
Bağımlılık
Bağımlılık yapıcı etkisi oldukça yüksektir. Psikolojik bağımlılık
bir kez kullanıldıktan sonra bile
gelişebilir. Tekrarlanan kullanımlardan
sonra tolerans gelişir ve fizyolojik
bağımlılık oluşur. Kokain kesildiğinde
yoksunluk belirtileri ortaya çıkar,
ancak bu etkiler eroin, morfin gibi
opiyatlar ile karşılaştırıldığında daha
düşüktür.
Kullanım yolu
En sık kullanım yolu iyice ezilmiş tozunun buruna çekilmesidir.
Deri altına ya da damara enjeksiyon yolu
ile, ya da sigara gibi içmek tarzında da
kullanılabilir.
Etkileri
Kullanımını takiben taşikardi ya da bradikardi (kalp atışının
hızlanması ya da yavaşlaması), pupiller
dilatasyon (göz bebeklerinin büyümesi),
kan basıncında düşme ya da artma
gözlenir.
Kokain yüksek doz kullanıldığı zaman kalp atım hızında artma,
tansiyon yüksekliği ortaya çıkar.
Sinirlilik, sosyal muhakeme kaybı, yüsek
riskli cinsel girişimler, saldırganlık,
psikomotor aktivitede artış, ajitasyon,
kalp atımında bozukluk, göğüs ağrısı,
kas zayıflığı, solunum güçlüğü ve koma
gelişir.
En sık görülen etki burunda kanlanmanın (nasal konjesyon) artışına
bağlı olarak görülen burun
kanamalarıdır. Bronşlar ve akciğerde
hasara neden olur. Tiklere yolaçar ve
migren benzeri başağrıları
oluşturabilir.
En önemli yan etkisi beyin üstüne olan etkileridir. Beyinde
enfarktlar (tıkanmalar) oluşturur. Kimi
zaman beyin içi kanamalar gözlenir.
Beyin üstüne olan bu etkiler kokainin
damarları daraltıcı etkisinden
kaynaklanmaktadır. Kokain kullananlarda
%3-8 oranında sara (epilepsi) nöbetleri
gözlenmiştir. En sık epileptik nöbetlere
neden olan uyuşturucu madde kokain olup,
ikinci sırada amfetaminler gelir.
Nöbetler, yüksek doz kokain ya da crack
kullananlarda daha sık görülen bir yan
etkidir.
Myokard enfarktüsü (kalp damarlarında tıkanma) ve aritmi (kalbin
ritminde bozulmalar) kokainin kalp
üstüne olan istenmeyen etkilerinin
başlıcalarıdır. Kokain afrodizyak bir
uyuşturucu maddedir. kullanıldığı zaman
boşalmayı geciktirir. Ancak uzun
kullanım sonucu ya da kişi kokain
kullanımını bıraktığı zaman
iktidarsızlık ile sonuçlanır. Kokain
kullanımını takiben paranoid hezeyanlar
ve halüsinasyonlar gözlenebilir. Bu
durumda kişi hayaller görmeye, herşeyden
kuşku duymaya başlar. Bu durum psikoz
tablosunu andırır.
Yoksunluk belirtileri
Kokain alımını izleyen bir saat içerisinde “crash” adı verilen
depresyona benzer bir tablo oluşur. Bu
tablo çöküntü, mutsuzluk, hiçbir şeyden
zevk almama, sıkıntı, kaygı, sinirlilik,
güçsüzlük, çok uyuma isteği, korkutucu
rüyalar ile belirgindir. Bu belirtiler
18 saat sürer. Ağır kullanımda ise bir
haftaya kadar uzar. Özellikle 2-4 gün
arasında en şiddetli düzeyine varır. Bu
dönemde intihar gözlenebilir.
Tüm detaylarıyla Esrar(Marijuana)
13:28
amatem
,
cannabis
,
esrar
,
esrar bağımlılığı
,
esrar bağımlılık yapar mı
,
joint
,
marijuana
,
ot
,
weed
2
comments
Genel bilgiler
Esrar, cannabis sativa adı verilen hint keneviri bitkisinin
kahverengi/yeşil çiçeklerin
karışımından, saplar, tohumlar ve
yapraklarından oluşmaktadır. Esrarın
dumanı genellikle sert, acı ve keskindir
ve ot kokusuna benzer. Esrar’ın aktif
ana etken uyuşturucu maddesi THC’dir
(Delta-9-tetrahydrocannabinol).
Sarıkız, kuru, ot, joint, derman, giye olarak da
adlandırılmaktadır. İşleniş biçimine
göre bazı farklılıklar gösterir ve
bunlara göre farklı isimler alır. Bunlar
arasında Marijuana, Gubar, Ganja
sayılabilir.
Esrar, “haşiş” olarak bilinir.
İngilizce’de “hash, hashish”,
Fransızca’da “Hachisch” olarak yazılır.
Arapça’da ise “haşiş” ya da “Haşhiş”
olarak adlandırılır. “Haşiş” (hint
keneveri/cannabis indica) ile “Afyon
haşhaşı” (papaver Somniferum L)
birbirine karışan iki kavramdır. Bu iki
bitki aynı familyadan olmakla birlikte,
birbirlerinden farklı bitkilerdir.
Kullanım yolu
Genellikle sigara şeklinde kullanılır.
Kova veya bong adı verilen bir yöntem
ile buharını içe çekmek yoluyla da
kullanılmaktadır. Bir başka kullanım
şekli de, esrarın keke karıştırılması ya
da çay olarak içilmesidir
Esrarın Etkileri
Esrar içildiğinde etkisi birkaç dakika
içinde ortaya çıkar. Yarım saat içinde
etkisi en üst düzeye gelmekte ve bu etki
2-4 saat içinde sonlanmaktadır. Hareket
becerilerindeki bozukluk 8-12 saat devam
eder. Esrar kullanımı kısa süreli öfori
ve rahatlama, algıda değişiklik, zaman
algısında bozulma ve duyusal
deneyimlerde abartıya neden olmaktadır.
Kullanımdan sonra çok fazla yeme
görülebilmektedir.
Esrarın sigara halinde içilmesi, ilk
dakikalardan itibaren kalp atışlarının
%20-50 oranında artmasına neden
olmaktadır. Bu etki yaklaşık 3 saat
sürmektedir. Esrar kullanıldıktan sonra
kişi oturuyorsa kan basıncı artmakta,
ayakta duruyorsa düşmektedir.
Esrar kullanımının
psikolojik etkileri ruh haline, alınan
uyuşturucu maddenin dozajına, ortama ve
geçmiş deneyimlere göre değişkenlik
gösterir. Kısa süreli kullanıma
bağlı hareketlerde ve öğrenme, bellek,
dikkat gibi işlevlerde bozukluk
oluşturması yanında, anksiyete,
panik atak,
paranoya ve şaşkınlığa yol açabilir.
Sık olmasa da
flashback’ler yaşanabilir. Erken
yaşlarda esrar kullanımı ile ileriki
yaşlarda görülen depresyon arasında bir
ilişki saptanmıştır. Esrar kullanımıyla
yaşanan psikososyal sorunlar alkol
kullanımıyla benzerlik göstermektedir.
Öğrenme, hafıza, dikkat yetileri ve
esrar
Esrar kullanımı öğrenme ve bilgi
hatırlamayı olumsuz etkileyebildiği
için, entelektüel kapasite, çalışma ve
sosyal beceriler konusunda da gerileme
görülmektedir. Bunun yanı sıra
araştırmalar, esrarın hafıza ve
öğrenmeyle ilgili olumsuz etkilerinin
esrarın etkisi geçtikten sonra bile
günler hatta haftalar sürebildiğini
göstermektedir.
Esrar ve akıl hastalığı
Esrar kullanımına bağlı psikotik
bozukluklar kullanımdan kısa bir süre
sonra gelişmekte ve çoğunlukla
kötülük
görme sanrıları ya da kıskançlık
sanrıları şeklinde olmaktadır. Esrar,
kalıcı psikoza da yol açmaktadır. Bu
konuda yapılan birçok araştırma gözden
geçirildiğinde esrar kullananlarda
şizofrenik bozukluk gelişme riskinin
esrar kullanmayanlara göre 6.7 kat daha
fazla olduğu ortaya çıkmaktadır.
Şizofreniye yatkın olan kişilerde
esrarın psikozu başlatan veya
alevlendiren bir etken olduğu
düşünülmektedir. Kimde ve nasıl ortaya
çıktığına ilişkin bilgiler ise henüz
yeterli düzeyde değildir.
Esrar ve amotivasyon sendromu
Esrar kullanımının “Amotivational
Syndrome”a yol açar. “Amotivational
Syndrome” belirtileri arasında güdü ve
hırsta düşüş, duyguların ifadesinde
azalma, uzun süreli planlar yapıp
yürütme kapasitesinin azalması ve
engellenmeyle başa çıkma zorluğu
sayılabilir. Ayrıca, esrar
kullanıcılarında hedefe yönelik etkinlik
kaybı, yeni sorunları çözme yeteneğinde
de kayıp gözlenmiştir.
Esrarın yarattığı diğer olumsuz
sonuçları
Kalp atışında artış ve kestirilemeyen kan basıncı değişimi esrar
kullanımına bağlı etkiler arasında
sayılabilir.
Esrar kullandıktan sonraki ilk bir saat
içinde kalp krizi geçirme riskinin
normalden dört kat daha fazla olduğu
ortaya konmuştur. Araştırmacılar bu
etkinin esrarın kan basıncı ve kalp
atışı üzerindeki etkisi ve kanın azalan
oksijen taşıma kapasitesinin etkisinden
kaynaklandığını öne sürmektedirler.
Esrar kullanımı, sıklıkla öksürük ile
birlikte ağız ve boğazda yanma ve
batmaya neden olur. Düzenli olarak esrar
kullanan kişilerde, sigara kullananlara
benzer, öksürük, balgam çıkarma, sık ve
ani göğüs ağrıları sıktır ve yüksek
akciğer enfeksiyonu riski vardır. Esrarı
sigara halinde kullananlarda baş boyun
kanseri geliştirme olasılığı yüksek
olduğu ve kullanım sıklığı arttıkça bu
hastalığın riskinin de yükseldiği iddia
edilmektedir.
Sigara halindeki esrar, sigaraya oranla
%50-70 arası daha fazla kanserojen
hidrokarbon içermektedir. Esrar
kullanıcıları, sigara içenlere oranla,
genellikle dumanı içlerine daha derin
çekip, nefeslerini daha uzun süre
tutmaktadırlar. Bu şekildeki esrar
içimi, akciğerlere daha fazla baskı
uygulayıp kullanıcıların kansere daha
eğilimli olmalarına neden olmaktadır.
Esrar kullanımı ağız kuruluğu ve iştah
artışına neden olur.
Esrar etkisi altında araç
kullanılmamalıdır
Esrar, kullanımından sonra araba
kullanılması tehlikelidir.
Esrarın araba kullanma üzerindeki
olumsuz etkileri şunlardır:
-
Tepki verme zamanının yavaşlaması
-
Çevresel ışık uyaranlarını algılamada zayıflık
-
Zayıf göz takibi
-
Zaman ve yer algısında bozulma
-
Koordinasyonda zayıflama / bozulma
-
Fren ve hızlanmada hatalar, hız kontrolünün azalması
-
Yargı ve karar alma yeteneğinin zayıflaması, araba sollamada kaza riskinin artması
-
Özellikle birden çok iş yaparken, dikkatin zayıflaması / azalması
-
Kısa süreli hafızanın zarar görmesi
-
Alkol ve diğer uyuşturucu maddelerle birlikte kullanınca, olumsuz etkilerin artış göstermesiEsrar bağımlılık yaparAraştırmalarda esrar kullanımının fiziksel ve psikolojik bağımlılık yapabileceği gösterilmiştir. Esrar bağımlılığı ayrı bir tanı kategorisi olarak DSM-IV ve ICD-10 gibi sınıflandırma sistemlerinde yer almaktadır. Esrar kullanımına karşı hızlı bir tolerans geliştiği gösterilmiştir.Yapılan bir çalışmada, esrar kullanıcılarının %35’i istedikleri halde esrarı bırakamadıklarını, %24’ü esrar kullanımı yüzünden yaşadıkları sorunlara rağmen kullanmaya devam ettiklerini ve % 13’ü tüketimlerini kontrol altında tutamadıklarını bildirmişlerdir. Araştırmaya katılan kullanıcıların %20’si, esrar kullanmadıkları zaman huzursuzluk ve gerginlik hissettiklerini ifade etmişlerdir.Esrar kullanıcılarında bağımlılık görülme riskinin kullanımın sıklığıyla orantılı olduğu gösterilmiştir. Bağımlılığın görülme sıklığı, sık kullanımla beraber yükselme eğilimindedir. Haftada birkaç kez esrar kullananlarda bağımlılık görülme sıklığının %57 ile 92 arasında değiştiği saptanmıştır.Esrarın yoksunluk belirtileriSık ve uzun süre kullanıldıktan sonra bırakılan esrarın yoksunluk belirtilerine yol açtığı belirlenmiştir. Yapılan araştırmalarda esrar kullanımının bırakılması sonucu birçok farklı yoksunluk belirtisinin ortaya çıktığı görülmüştür.Dört hafta boyunca aralıksız esrar kullanan ve ardından 4 hafta arındırma süreci yaşayanlarda, esrar kullanımı kesildikten sonra iştahsızlık ve uyku düzensizliği gözlemlenmiştir. Farklı araştırmacılar tarafından yapılan birçok çalışmada benzer yoksunluk belirtileri saptanmıştır. Yoksunluk belirtilerini şu şekilde özetleyebiliriz:
-
Aşırı hassaslık
-
Alınganlık
-
Sinirlilik
-
Huzursuzluk
-
Gerginlik
-
İştah azalması
-
Uykusuzluk
-
Titreme
-
Ürperme
-
Terleme
-
Ateş
-
Bulantı
-
Mide-Bağırsak rahatsızlıkları
-
Parçalanmış düşünceler
-
Yön duygusu kaybı
-
Görsel, işitsel ve dokunsal halüsinasyonlar
Yoksunluk belirtilerinden en az ikisini
yaşayan kullanıcıların esrar yoksunluğu
tanısı alabilecekleri belirtilmiştir.
Belirtilerin uyuşturucu madde
kullanımının bırakılmasından 4 saat
sonra başlayıp 4 gün boyunca devam
ettiği, belirtilerin bu
4 günde en
yoğun düzeye ulaştığı bildirilmektedir.
Yoksunluk sürecinde agresyonun özellikle
en yoğun yedinci günün sonunda yaşandığı
gözlemlenmiştir.
Tüm detaylarıyla Ekstazi(Ecstacy)
13:24
amatem
,
amfetamin
,
ecstasy
,
ekstazi
,
extacy
,
madde bağımlılığı
,
mdma
,
uyuşturucu
317
comments
MDMA (3,4-metilen dioksi metamfetamin)
yani ecstasy (ekstazi) bir amfetamin
türevidir. Etkileri hem amfetaminlere,
hem de halüsinojik uyuşturucu maddelere
benzer. Üstünde kuş, fil vb. resimler
bulunan tabletler biçiminde satılır.
Ağız yoluyla alınır ve daha çok
eğlence yerlerinde bulunur. MDMA’nın son
zamanlarda tablet dışında kapsül, toz
veya sıvı şekilde de üretildiği
görülmektedir. Böylece ecstasy’nin
kullanımı ağız yolu dışında enjekte etme
veya burundan çekme gibi farklı
yöntemlerle de kullanılmasına yol
açmaktadır.
Ecstasy (ekstazi), gençler arasında
çeşitli isimlerle anılmaktadır.
Ülkemizde “Çılgın Max, Mitsubishi, 007,
Pıt, Roket” gibi isimler verilmektedir.
Avrupa ve ABD’de ise “Armani, At,
Baklava, Butterfly, Cherry, Coca Cola,
Coro, Elmas, Kiraz, Ferrari, Fish,
Mercedes, Mitsubishi, Pokemon, Zoro,
Yüzde 5, Yin Yang, Rolex” olarak
adlandırılmaktadır.
Ecstasy (ekstazi) konusunda karşılaşılan
en büyük sorunlardan biri bu uyuşturucu
maddenin kimyasal bileşiminin de
çeşitlilik göstermesidir. Günümüzde
ecstasy adı altında farklı uyuşturucu
maddeler de satılmaktadır. Özellikle
piyasada bir zamanlar "no name" adıyla
satılan ecstasy tabletlerinin toksik
uyuşturucu madde içerdiği saptanmıştır.
Yapılan incelemede “no name”
tabletlerinin içinde "bahçelerdeki
sümüklü böceklerle savaşta" kullanılan
bir zehire rastlanması ecstasy’nin (ekstazi)
ne denli tehlikeli olabileceği konusunda
çarpıcı bir örnektir.
Ecstasy’nin Etkileri
Ecstasy’nin (ekstazi) etkileri çeşitli
faktörlere bağlı olarak değişiklik
göstermektedir. Ecstasy’nin etkisi,
alındıktan 20-60 dakika sonrasında
kendisini gösterir ve bu etki 4-6 saat
süreyle devam eder. MDMA alındıktan 48
sat sonra bedenden atılır. Amfetamin’in
temel etkisi kuvvetli bir uyarıcı
olmasıdır. Enerjinin arttığı hissini
verirken uyku ve yorgunluk hissini bloke
eder. İştahsızlık, uyku ihtiyacının
azalması, huzursuzluk, mide bulantısı,
kramp, gerginlik, kan basıncında ve
vücut ısısında yükselme, kalp atışında
artış ve tek düze davranışlar da bulunma
gibi ruhsal ve fiziksel tavır
değişikliklerine sebep olmaktadır.
Ecstasy (ekstazi), empatiyi, yakınlık
hissini arttıran bir hap olarak da
tanımlamaktadır. Bu özelliğinden dolayı
ecstasy’e "heartopener (kalp açıcı)" da
denilmektedir. Çoğu zaman amfetaminin
başka uyuşturucu maddelerle
karıştırılmış versiyonları görsel ve
işitsel halüsinasyonlara neden
olabilmektedir ama bu tür bir yaşantı
kişinin içinde bulunduğu ruhsal duruma
göre değişir.
Yarattığı sonuçlar
Ecstasy (ekstazi) sadece yorgunluk
hissini değil, açlık ve susuzluk
hislerini de bastırır ve koruma
mekanizmalarında sorunlar oluşturur.
Ecstasy-ekstazi kullananlarda
kullanmayanlara oranla daha çok
anksiyete ve depresyon gibi psikiyatrik
rahatsızlıklara rastlanmaktadır. Yapılan
birçok araştırmada ağır MDMA
(ecstasy-ekstazi) kullanıcılarında
obsesif davranışlar, fobik ve paranoyak
düşünceler, saldırganlık, uyku ve yeme
bozuklukları gibi psikopatolojilerin sık
olduğu belirtilmiştir.
MDMA (ecstasy-ekstazi) kullanımının uzun
vadede bellek üzerinde de olumsuz
etkileri olduğu bazı araştırmalarca
ortaya çıkarılmıştır. MDMA’nın
(ecstasy-ekstazi) kullanımı dans etmek
gibi uzun süren ve yorucu bir
aktiviteyle ilişkilendirildiğinden bu
uyuşturucu maddenin zayıf bünyeli
bireylerin kalbinde hasara ve diğer
kalp-damar sistemi komplikasyonlarına
sebep olabileceği ileri sürülmüştür.
Yüksek tansiyon, şeker hastalığı, sara
hastalığı, kalp ve karaciğer problemleri
ve zihinsel rahatsızlıkları olan
kişilerin ecstasy kullanmasının bu
hastalıklarda artışa ve hayati tehlikeye
sebep olduğu gözlenmiştir.
Yoksunluk belirtileri
Ecstasy (ekstazi) kullanımı kesildikten
sonra bazı yoksunluk belirtilerinin
ortaya çıktığı diğer araştırmalarda da
gözlenmiştir. Yoksunluk belirtileri
içinde boşluk duygusu, bitkinlik,
başağrısı, baş dönmesi, depresyon,
anksiyete, panik atak, uyku ve yeme
bozuklukları, gerçeklikten kopuş,
paranoya, vücudun çeşitli yerlerinde
ağrılar sayılabilir.
Zehirlenme
Aşırı miktar alındığında denge
bozukluğu, susuzluk, karaciğer
yetmezliği, kalp ritm bozukluğu, beden
ısısında artış ve nöbetler gözlenebilir.
Ecstasy’nin ölüme yol açtığı da
bilinmektedir. Ecstasy’nin ölüme yol
açma nedenleri yönünden çeşitli
ihtimaller üstünde durulmaktadır.
Bunları şu şekilde sırlayabiliriz.
-
Aşırı uyarılma sebebiyle, kalp krizi, beyin kanaması,
-
Aşırı dans etme sebebiyle vücut ısısının 40 C derecenin üzerine çıkması
-
Aşırı derecede su alımı sebebiyle oluşan kanda sodyum miktarının aşırı derecede azalması ve beyinde ödem oluşmasıdır.
Tüm detayları ile Bonzai!
11:12
bad trip
,
bonza
,
bonzai
,
bonzai bad trip
,
bonzai ölüm
,
bonzai zararları
,
jamaican gold supreme
,
k2
,
madde bağımlılığı
,
ölüm tribi
,
spice
,
uyuşturucu bağımlılığı
4
comments
Ülkemize son bir kaç yıldır hızlı bir giriş yapmış olan Bonzai girdiği süre içinde çok can aldı. Almaya da devam ediyor. Yurt dışında, özellikle Rusyada çıkmış bu maddenin diğer adları "K2,Spice"dir. Sentetik Cannabinoid'dir ve Marijuana'nın aksine doğal değildir. Bir takım laboratuvar işlemlerinden geçerek insanların kullanımına sunulmaktadır. Ülkemizde uyuşturucu madde sınıfına gireli uzun süre geçmemiştir. İçindeki maddeler şunlardır;
a) JWH-018
b) CP 47,497
c) JWH-073
ç) HU-210
d) JWH-200
e) JWH-250
f) JWH-398
g) JWH-081
ğ) JWH-073
h) JWH-015
ı) JWH-122
i) JWH-203
j) JWH-210
k) JWH-019
Kullanan insanlar genellikle esrarın 5 katı etkisi, 10 katı etkisi vb gibi tarif ederler. Fakat durum şudur ki Bonzai Sentetik Cannabinoid'lerin herhangi bir kuru yaprağa emdirilmesi ile üretilir ve tamamen farklıdır. Kullanıcıları tarafından esrara benzetilmesinin sebebi yukarıda belirtilen maddelerin insan vücudundaki etkisinin esrarın etken maddesi THC ile benzerlik göstermesidir.
Ölüm Tribi
Kişi bir anda kontrolünü ve gerçeklik duygusunu kaybeder. Öleceğini dünüşüp ağlamaya,bağırmaya, normal dışı davranışlarda bulunmaya başlayabilir. Bazen de tam tersine yerinde sessizce oturup tüm duygusunu zihninde yaşayabilir. Bu anda kendisini yoğun bir ölüm korkusu sarar. Hızlanmış kalp ritmini hissedebildiğinden uyuşturucu maddesinde olan kişi kontrolü daha da kaybeder. Bu anlarda yapmak gereken onu konuşturmak, telkinlerle zihnini açmaya çalışmaktır. Çünkü ölüm tribi maddeden çok psikolojik etkilerle oluşmaktadır. Kişiye soracağınız sorular, açacağınız sohbetler maddenin verdiği geniş algı gücü sayesinde onu bu durumdan kurtaracaktır.
Yaygınlaşması
Bu kadar yaygınlaşması tamamen uyuşturucu satıcılarının daha fazla para kazanma hırsından kaynaklanmaktadır. Toprakta yetişmesi gereken esrarın yerine tamamen sentetik, seri üretimi yapılabilen Bonzai geçtiğinde büyük patronların cebine giren paralar arttı. "Bonzai içen adamın kafasına ot girmez,daha çok kafa yaşarsın" gibi bahanelerle esrar içen kitleyi Bonzai'ye sürüklediler. Bir Narkotik Komiseri ile ettiğimiz sohbette de söylediği gibi şu an maddi durumu düşük olan kullanıcıların hepsi Bonzai belasına yöneliyor.
Çocuğum Bonzai kullanıyor mu?
Eğer çocuğunuzun Bonzai kullandığından şüpheleniyorsanız şu belirtilerden herhangi biri üzerine şüphelerinizin yersiz olmadığını anlayabilirsiniz.
-Dibi delinmiş 0,5 ml'lik pet şişesi
-Dibi kesilmiş 2,5 lt'lik şişe
-Üzeri delikli yanmış folyo
-Kovanın veya leğenin dibindeki tütün,kül parçaları
-Ceplerinde OCB olarak bilinen sigara kağıtları
-Filtre sigaraların ucunun boşaltılması ve filtrenin çıkartılması yöntemi ile de kullanılabildiğinden, sigaranın filtreli pamuğu
-Ani harcama artışı, paranın gittiği yer için saçma bahaneler bulması
-Aşırı göz kızarıklığı
-Ağız kuruluğu,tükürememe
-Kalp ritminin artması gereken bir iş yapmamışken yüksek kalp atışı
Son söz;
Sokaktaki kullanıcıların bile söylediği "Bunu kullananın ömrü 3 yıl" kullanmayın, kullandırtmayın.
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)