Tüm detaylarıyla Bonzai belası!

Ucuzluğu ve kolay ulaşılabilirliği ile öne çıkan Bonzainin tüm zararları ve bilinmeyen yönleri

Uyuşturucu Madde Bağımlılığı Tedavisi

Bağımlılık kaderimiz değil, temiz bir yaşama davet var!

Tüm yönleriyle Esrar(Marijuana)

Yıllarca masum olarak gösterilen Marijuana'nın aslında masum olmadığına dair bir yazı.

Tüm yönleriyle Opiyatlar(Eroin,Kodein,Morfin,Afyon)

Madde bağımlılığının son noktası olarak bilinen, tedaviyi kabul etmemenin sonuçlarının en acı olduğu maddeler hakkında geniş bir yazı.

Tüm yönleriyle Kokain

Zenginlerin oyuncağı haline dönüşmüş, magazin ve medyada ünlülerin kullanımı ile boy gösterdiğinden popülarist çevrelerce merak edilen Kokain hakkında geniş bir yazı.

23 Mayıs 2014 Cuma

Durun ve bir daha düşünün!



Durun ve birdaha düşünün. Bu yola girmek istediğinizden emin misiniz?



22 Mayıs 2014 Perşembe

Extacy kullananlar nasıl anlaşılır?

Ecstasy kullananlarda gözlenebilecekler
Uyuşturucu madde etkisi altındayken;

Uyarılmış bir hal

Terleme

Ağız kuruluğu

Kalp hızında artma

Zayıflık

Bedende ısı artışı

Olması gerekenden fazla empatik bir hal

Uyuşturucu madde etkisi geçtikten sonra;

Uykulu hal

İsteksizlik

Enerjisizlik, yorgunluk

Depresif ruh hali 



 Extacy haplar böyle görünür. Renkli görünüşleri ve üzerindeki çeşitli şekillerle masum görünürler.


Extacy haplar

Extacy haplar





Bizi ne hale düşürüyor?




Kimsenin görünmek istemediği bir hal olmalı.

Eroin kullananlar nasıl anlaşılır?

Eroin kullananlarda gözlenebilecekler
Uyuşturucu madde etkisi altındayken;

Ağız kuruluğu

Çökük bir görünüş (sanki omuzda ağır bir yük varmış gibi)

Şaşkınlık hali

Solunumda yavaşlama

Gözbebeklerinde küçülme

Kaşık gibi malzemeler

Bir uyanık, bir uykulu hal

Uyuşturucu madde etkisi geçtikten sonra

Sinirlilik, huzursuzluk

Gözbebeklerinde büyüme

Burun akıntısı, terleme, uykusuzluk, kas ağrıları, bulantı, ishal

Kodein kullananlarda (a-ferin)

            Eroin kullanımına benzer etkiler
 
            Evde filtre, beyaz lekeli bardaklar

            Küçük su şişelerine doldurulmuş dumanlı su



Kullanıma hazır eroin bu şekilde görünür.

Eroin şırınga








Kokain kullananlar nasıl anlaşılır?

Kokain kullanan kişilerde gözlenebilecekler;
1-) Göz bebeklerinde aşırı büyüme
2-) Yerinde duramama, sürekli hareket etme isteği

3-) Uyuyamama

4-) Böcek tribi: Kokain kullanan kişiler gördükleri halisünasyonlarda üzerinde böceklerin yürüdüğünü iddia   edip bu şekilde davranabilir.
5-)Hızlı konuşma ve gevezelik

6-)Sürekli burun çekme tiki, burnun akmadığı zamanlarda bile çekilen burun.

7-)Yüzeylerde bulunabilecek pudra şekerine benzeyen beyaz toz

8-)Traş bıçağı,kredi kartı,küçük borular(pipet vs.)



                                                                      Kokain :

Kokain



Esrar kullananlar nasıl anlaşılır?

Esrar kullanan bireylerde gözlenebilecek belirtiler şunlardır;

1-)Sigara sarma kağıtları : Esrarın genel kullanım yolu sigara şeklinde kullanımdır. İçen kişi bunu sağlayabilmek için sigara kağıtları bulundurmalıdır. Bunların başlıca markaları OCB,Rızla,Arap'dır.

2-)Odada ve giysilerde alışılmışın dışında ağır koku

3-)Artan uyku süresi

4-)kesik 2,5 lt veya dibi delik 0,5 ml şişeler.

5-)yanık ve delik folyo.

6-)Normal bir kızarıklıktan kolayca ayırt edilecek göz kızarıklığı

7-)Kızarıklığı gidermek amacıyla kullanılan visine göz damlası(Artık reçeteli)


Esrarla(Marijuana) ilgili yanlış bilinenler

Çeşitli yanlış inançlar
YANLIŞ: Esrar doğal olduğu için zararlı değildir.
DOĞRU: Birçok bitki insan için zehirlidir.
YANLIŞ Esrar bağımlılık yapmaz..
DOĞRU: Esrar psikolojik bağımlılık yapar. Ayrıca kullanımın dozu ve sıklığına bağlı olarak fiziksel bağımlılık potansiyeli vardır.
YANLIŞ Esrarın etkisi sadece birkaç saat sürer
DOĞRU: Esrar vücutta yağ hücrelerinde depolandığı için etkisi günlerce, haftalarca sürebilir. (Esrar sigara olarak içildiğinde kanda birkaç dakikada etkisi en üst düzeye çıkar, saatler içinde hızla düşer. Vücuttan idrarla atılır, atılması günler sürer.)
YANLIŞ Esrar stresi giderir
DOĞRU: Diğer uyuşturucularda olduğu gibi esrar sadece problemlerle yüzleşmeyi geciktirir.
YANLIŞ Esrar sigaradan ve alkolden daha az zararlıdır
DOĞRU: Esrar 412 adet kimyasal uyuşturucu madde içermektedir. Sigara şeklinde içildiği zaman sigaradan 5 kat daha zararlıdır. Neden olduğu psikososyal sorunlar bakımından ise alkol ile belirgin benzerlikler göstermektedir.
YANLIŞ Esrar zihni açar
DOĞRU: Esrar zihni sisli hale getirir, bellek, konuşma, anlama ve karar verme yeteneğini bozar.
Hollanda deneyimi
Hollanda’ya uyuşturucunun cenneti, ya da “kabe”si adı verilmektedir. Hollanda hakkında yaygın olan bilgi, bu ülkede uyuşturucu maddelerin serbest olduğu nedeniyledir. İşte bu nedenlerden dolayı bu ülkenin uyguladığı politikalar hakkında bilgi vermek gerekli. Bu satırların yazarı olarak Hollanda’ya yaptığım ziyaretlerden ve elde ettiğim bilgi ve kişisel izlenimlerimi de aktarmak istiyorum.
Hollanda’da temel strateji zararın azaltılması ya da riskin minimize edilmesi adı verilen politikalardır. Tüm politika bu temel strateji çerçevesinde şekillendirilmiştir.
Hollanda’da sadece esrar satışı serbesttir. Ancak buradaki serbestlik ilginç bir anlam taşımaktadır çünkü aslında esrar satmak yasak değildir.
Böyle bir kaçamak yol aslında Avrupa Birliği nedeniyle getirilmiştir denebilir.  Esrar “coffee shop” adı verilen dükkanlarda satılmaktadır. Bu dükkanlar sadece bunların satışından sorumludur. Reklam bulunduramazlar ve çevreye zarar veremezler. 18 yaşından küçüklere esrar satamazlar. Bir seferde bir kişiye toplam 5 gr esrardan fazla veremezler. Hollanda’da 1200 “coffee shop” olduğu bildirilmektedir.
Hollanda neden esrarı serbest bırakmıştır. Esrarın serbest bırakılmasından önce bu ülkede esrarın özellikle genç nüfus arasında kullanımının çok yaygın olması (%20 civarlarında), yasağın anlamını yitirdiği düşüncesine yol açmıştır.  Öte yandan esrar piyasasını, diğer uyuşturucu maddelerden özellikle eroin ve kokain piyasasından ayırmak temel amaçtır.
Esrarın tedavi amacıyla kullanımı var mı?
Esrarın çeşitli hastalıklarda tedavi amacıyla kullanımı, son yıllarda gündeme gelmiştir. Esrarın migren ağrılarının ve multipl skleroz hastalığının tedavisinde kullanılabileceğine ilişkin bulgular vardır. Glokom tedavisinde önemli bir etkisinin olmadığı son araştırmalarda gösterilmiştir.
Esrarın tıbbi kullanımı, sigara olarak içilmesi biçiminde değildir. Tıbbi kullanımın, esrarın içerdiği bazı cannabinoidler ve ikincil sentetikler aracılığıyla olması planlanmaktadır. Esrarın, tedavi amaçlı olarak sadece bilinen ve onaylanan tıbbi müdahalelerin işe yaramadığı zamanlarda ve tıbbi süpervizyon alınarak denenmesinin gerektiği kanısına varılmıştır.

Uyuşturucu Bizi Ne Hale Düşürüyor?


Uyuşturucunun bizleri ne hale düşürdüğünü kullanan herkes kendine itiraf etmese de bilmektedir. Toplumda saygı görmemek,korku veya acıma ile izlenmenin sonuçları da buna bağlıdır. Videoyu izledikten sonra herkesin aklına düşen soru şu olmalıdır. Madde bunlara değer mi?

Uyuşturucu Bağımlılığı ve Tedavisi

Uyuşturucu madde kullananlar tedavi olabilir mi?
Evet,  uyuşturucu madde kullanan kişiler tedavi olabilir. Özellikle tedavi ilkelerini yerine getiren kişilerde uyuşturucu maddeyi bırakma oranı çok yüksektir. ullanılan uyuşturucu madde esrar, eroin, ekstazi fark etmez. Tedavi sadece kişinin uyuşturucu maddeyi bırakmasını değil, sosyal yaşamına geri dönmesini ve yaşamını sağlıklı biçimde sürdürebilmesini de içerir. Bu ise uyuşturucu maddesiz yaşam tarzının inşa edilmesi ile mümkün olmaktadır.
Tedavide başarı oranının araştırmalarda %40 olduğu bildirilmektedir. Kişinin tedavi olma motivasyonu ve tedaviye uyumu çok önemlidir. Kullanıcılar arasında “bu hastalığın bir tedavisi olmadığı” yolunda bir kanı yerleşmiştir. Halbuki, bu yanlış bir kanıdır. İsteklilik ve kararlılık tedaviyi mümkün kılmaktadır.
Yapılan araştırmalar, şeker hastalarının uyuşturucu madde kullanıcılarına göre tedaviye daha uyumsuz olduğunu göstermektedir. Ancak uyuşturucu madde kullanımında hastalığın tekrarı sadece tıbbi sorunlara yol açmamaktadır. Aynı zamanda sosyal, ekonomik ve adli sorunlara da yol açmaktadır. Kişinin uyuşturucu madde kullanımını daha büyük yıkıma yol açtığı ve yaşam kalitesini düşürdüğü için, diğer hastalıkların tekrarından daha önemlidir.
Bağımlılık tedavisinde süre nedir?
Bağımlılık tedavisi uzun sürelidir. Kişinin tedavide kaldığı süre arttıkça, tedavinin başarılı  olma ihtimali artar. Tedavinin süresi kişiden kişiye değişir.
Kişinin 6 ay uyuşturucu madde kullanmasına tıbbi literatürde “kısmi düzelme” adı verilmektedir. Bu nedenle tedavinin aralıklı da olsa en az 6 ay sürmesinde yarar vardır.
Ancak tedavi süreci bir yıl kadar deam etmelidir. Bir yılın sonunda da gerekli durumlarda tedaviye devam edilmesi gerektiği bildirilmektedir. Bağımlılıkta tedavinin ömür boyu sürmesi gerektiğini ileri süren çalışmalarda vardır.
Tedavi yöntemleri nelerdir?
Öncelikle kişi başvurduğu zaman bedeninin uyuşturucu maddeden arındırılması gerekir. Buna detoksifikasyon adı verilir. Eroin gibi bazı uyuşturucu maddeler bırakıldığında ciddi yoksunluk belirtileri ortaya çıkacağı için tıbbi bir tedavinin uygulanmasını gerekli kılar.
Tek başına ilaç tedavisi yeterli değildir. Kişinin kendisini tanıması, uyuşturucu maddeyi kullanma davranışını öğrenmesi, uyuşturucu madde kullanma nedenlerini anlaması, tekrar başlamaması için neler yapması gerektiğini öğrenmesi sağlanır.
Bu amaçla bireysel ve grup terapileri yararlı olmaktadır. Ailenin ve bağımlı kişinin eğitimi de tedavinin içinde yer almaktadır. Tedavi süresi uzadıkça başarı şansı artar.
Tedavide başarıyı artıran faktörler nelerdir?
Bağımlılık tedavisindeki başarı kişiye, çevreye ve yönteme göre değişkenlik gösterir. Tedavide başarıyı artıran faktörlerden en önemlisi kişinin istekli ve kararlı olmasıdır. Bağımlı kendini değiştirmeye çalışırken, ailesi de değişimlere uğramayı kabul etmelidir. Bu noktada ailenin desteği önemlidir.
Uzun süreli tedavide olmak, başarı şansını artırmaktadır. Bağımlılığın tedavisi her tip uyuşturucu madde kullanımı için benzerdir. Eğer kişi kendisinin bağımlı olduğunu unutmaz, tedaviye uyum gösterir ve yarıda bırakmazsa başarılı olma şansı yüksektir.
Kişi yardım almadan bağımlılıktan kurtulabilir mi?
Esrar, eroin, ekstazi gibi uyuşturucu maddeler, sigara ve alkol bağımlılığı beyinde değişiklikler yaratır. Bu biyolojik değişiklikler, kişinin çevresi, psikolojisi ve sosyal sorunları ile etkileşir. Tedavi ise değişimin gerçekleşmesi ile mümkün olmaktadır.
Değişimin hangi alanlarda olması gerektiği, riskli durumların belirlenmesi ve buna karşı önlemlerin geliştirilmesi, yeni davranış modellerinin benimsenmesi ancak belli bazı yardımların alınması ile mümkün olmaktadır. Bu nedenle kişinin profesyonel destek alması iyileşme şansını artırır.
Kullandığı uyuşturucu maddeye göre kişinin tedavinin şansı nedir?
Bağımlılık tedavisinde en önemli etken kişinin istemesi ve bağımlılık tedavisinin kurallarına uymasıdır. Bunlar gerçekleştikten sonra kişinin kullandığı uyuşturucu maddenin büyük bir önemi yoktur.
Yatarak mı, ayaktan tedavi mi?
Tedavinin türü kişiden kişiye değişir. Genel olarak ayaktan tedavi daha yararlıdır. Bunun en önemli nedeni kişinin kendi yaşamını değiştirmeden, bulunduğu çevre ve koşullar içinde alkol veya uyuşturucu madde kullanmamayı öğrenmesidir.
Ancak kişi kendisini alkol ve uyuşturucu maddeden uzak tutamıyor, arkadaş çevresinin baskısına karşı koyamıyorsa, bu durumda izole edilmesi yani hastaneye yatırılarak tedavi edilmesi yararlı olacaktır.
Detoksifikasyon (arındırma) nedir?
Detoksifikasyon tıbbi bir dönemdir. Kullanılan uyuşturucu maddenin bırakıldıktan sonra ortaya çıkan yoksunluk belirtilerinin kaldırılmasını hedefler. Her uyuşturucu maddenin yoksunluk belirtisinin niteliği ve şiddeti farklıdır. Yoksunluk belirtilerinin şiddeti kişiden kişiye de değişebilir. Uyuşturucu madde kullanımı sırasında bedenin kurduğu denge, uyuşturucu madde bırakıldıktan sonra yeni bir denge oluşturmaya çalışır. İşte bu dönemde önemli bedensel sorunlar yaşanabilir. Bu bedensel belirtileri gidermek için tıbbi müdahaleler gerekir.
Detoksifikasyon süreci tek başına tedavi değildir. Detoksifikasyon aşamasını takiben terapi ve rehabilitasyon sürecinin başlaması, iyilik sürecini uzatacaktır. Sadece arınma tedavisi ile tedavi tamamlanmış olmaz.
Arınma uyuşturucu maddenin vücuttan temizlenme sürecidir ve tedavinin sadece başlangıcıdır. Arınmadan sonra kişinin kendisini tanıması, uyuşturucu maddeyi kullanma davranışıyla başa çıkmasını öğrenmesi, uyuşturucu madde kullanma nedenlerinin üstesinden gelmesi, tekrar başlamaması için neler yapması gerektiğini öğrenmesi gerekir. Tedavi süresi uzadıkça başarı şansı artar.
Bağımlılık terapisi nedir?
Bağımlılıkta terapi;
·         Kişinin kendini tanıması, anlaması ve kendini değerlendirme yetisini kazanmasını,
·         Uyuşturucu madde kullanmaya başlama nedenlerinin araştırılmasını ve bununla ilgili etkenlerin ortadan kaldırılmaya çalışılmasını (kişilik sorunları, güvensizlik vb),
·         Söz konusu uyuşturucu maddelerin kendisinde yarattığı etkileri tanımasını,
·         Tekrar kullanmaya başlamasının engellenmesi için gerekli bilgileri ve yetileri kazanmasını,
·         Altta yatan veya eşlik eden ruhsal sorunların tedavisini,
·         Dış dünyaya karşı kendisini hazırlamasını sağlamaya yöneliktir.
Bu amaçla uygulanan bireysel ve grup terapilerinin bağımlılığın tedavisinde yeri büyük olmaktadır.
Tekrar kullanmaya başlama oranı nedir?
Bağımlılık yineleyen bir hastalıktır. Genelde uyuşturucu madde kullananların birden fazla tedavi girişimleri vardır. Tedavi girişimi sayısı arttıkça, tedavi şansının azalmadığı bilinmektedir.
Bu nedenle, birkaç kez başarısız tedavi girişimi kişiyi ve çevresini karamsar kılmamalıdır. Her yeniden kullanmaya başlama, aslında kişi için öğretici bir süreç olarak görülmelidir.
Eğer bu tekrarlardan kişi bir şeyler öğrenebilirse, bir daha ki sefere yeniden başlamaması için gerekli önlemleri alabilir. Alkol veya uyuşturucu maddeyi bıraktıktan sonraki ilk aylarda tekrar kullanmaya başlama riski daha yüksektir. Bu nedenle, özellikle ilk bir yıl içinde kişinin tedavilere devam etmesi büyük önem taşır.
Kullanılan uyuşturucu madde tamamen bırakılmalı mı?
Eğer bağımlıysanız, kullandığınız uyuşturucu maddeyi tamamen bırakmak gerekir. Bağımlı olan kişilerde kullanılan uyuşturucu maddeyi azaltmak mümkün değildir. Tabi ki bunu deneyebilirsiniz, ancak tüm araştırmalar bağımlı kişilerin kullandıkları uyuşturucu maddeyi bırakmadıkları azalttıkları zaman, tekrar eskisi gibi kullanmaya başladıklarını göstermektedir.
Aslında tüm uyuşturucu maddeleri bırakmak daha doğrudur. Çünkü, sadece kullandığınız uyuşturucu maddeyi bırakmak yeterli olmaz. Diğer uyuşturucu maddeleri kullanmaya devam ederseniz, uyuşturucu madde kullanım alışkanlığınız devam etmiş olacaktır. Başka uyuşturucu maddelerin verdiği etkiler dolayısıyla kontrolü kaybedecek ve bıraktığınız uyuşturucu maddeyi de tekrar kullanmaya başlama ihtimaliniz yüksek olacaktır.

Tüm yönleriyle LSD

LSD’nin halüsinojen olarak sınıflandırılmasının nedeni, kişinin gerçek algılarında bozulma yaratarak, gerçek gibi gözüken ama gerçekte olmayan imajları görmesine, sesleri duymasına ve dokunsal duyumlar algılamasına yola açmasıdır.
Sokak isimleri arasında asit, likit, küpler, sarı güneş ışıkları, eski küpler, seyahat / “trip”, incimsi kapılar, cennet mavisi, kraliyet mavisi, düğün zilleri, şef, şahin, şeker topağı, Japon Budizmi gibi değişik isimleri vardır.
Beyaz, tatsız, kokusuz olan LSD toz halinde veya sıvı formunun çeşitli uyuşturucu maddelere emdirilmiş haliyle de bulunabilir. Ağızdan yutarak veya dilin altına konulup emilerek kullanılır. Küçük miktarlarda, küçük kare şeklindeki kurutma kağıdına emdirildikten sonra dil üzerinde eritilerek alınabilir. Bu küçük kare şeklindeki kağıtların üzerinde çoğu kez renkli soyut desenler ya da Pembe Panter, Micky Mouse gibi çizgi roman kahramanlarının resimleri bulunur.
Ülkemizde yaygın olarak kullanılan bir uyuşturucu madde değildir. Bulunması oldukça zordur.
LSD ve benzerlerine tolerans hızla gelişir. Üç dört gün sürekli kullanımı takiben tolerans üst düzeye varır.
Etkileri
LSD’nin etkisi bir saat içinde başlar, 2-4 saat içinde en üst düzeye varır, 8-12 saat içinde sonlanır. Fiziksel olarak titreme, yüksek tansiyon, beden ısısında artma, terleme ve görme bulanıklığına yolaçar.
Halüsinojen uyuşturucu maddelerin kişiyi nasıl etkileyeceği , kullanan kişinin o andaki ruh haline ve destekleyici olup olmadıklarına bağlıdır. Etkileri zevk ve güzel şey hayal etmekten kabuslara kadar değişir. Algı bozukluğu gelişir. Algılar keskinleşir, çarpıklaşır. Kişinin kendisini algılaması farklılaşır. Çevre yabancılaşır. Bazı nesneler farklı olarak algılanabilir.
Renkler ve biçimler daha zengin gözükür, köşeler keskinleşir. Halüsinasyonlar genellikle görsel olmakla birlikte, işitsel ve dokunma ile ilgili halüsinasyonlara rastlanılabilir. Kendilik algısı değişir, ruhu bedenden ayırır, egoyu dağıtır.
Bu uyuşturucu maddelerin kullanımı ile uygunsuz davranışlar ve psikolojik değişiklikler gelişebilir. Kişi büyük bir sıkıntı yaşayabilir, kuşkucu düşünme, muhakeme bozukluğu oluşabilir. Kullanan kişi aklını kaybetme, delirme korkusunun hakim olduğu bir panik yaşar. Bu durum oldukça tehlikelidir. Böyle bir durumda kişiye güvence vermek, bunun uyuşturucu maddeden kaynaklandığını, bir süre kendiliğinden geçeceğini belirtmek yararlı olur.
LSD’nin etkilerini tahmin etmek güçtür, etkileri bireye özgüdür. Çünkü etkiler alınan miktara, kullanıcının kişiliğine, kullanıcının o an içinde bulunduğu ruhsal durumuna ve ilacın alındığı çevreye bağlıdır. 20-25 miligram LSD, kişinin kendinden geçmesi için yeterlidir. Eğer bu miktar daha fazla olursa insanı çıldırtabilir. Alındıktan 30 ile 60 dakika sonra etkilemeye başlar ve 8 ile 12 saat kadar bu etkileri sürer. Ancak halsizlik, yorgunluk 24 saat kadar sürebilir, ayrıca kalıcı başka birtakım etkileri daha vardır. Fizyolojik olarak ilk görülen etki, göz bebeklerindeki genişlemedir. Kan basıncında artış, titreme, ağızda kuruluk, mide-barsak faaliyetlerinde artış, iştah azalması, uykusuzluk ve kontrol edilemeyen gülmeler görülür.
LSD kullanıcıları deneyimlerini “trip” olarak adlandırırlar. Halüsinojen uyuşturucu madde etkisi altında iken yaşantılanan duruma “trip” adı verilir. Kimi zaman halüsinasyonlar çok ileri düzeye varır. Hezeyanlar (sanrı) gelişir. Tam bir psikotik tablo yerleşir. Buna “bad trip” adı verilir.
Halüsinojen uyuşturucu madde kullanıldıktan ve etkisi geçtikten sonra, bazı etkiler tekrar yaşantılanır. Buna da “flashback” adı verilir. Halüsinojen kullananların %15 ile 80’inde bu tablo ortaya çıkabilir. Flashback sırasında geometrik halüsinasyonlar, renk parıltıları, renklerin belirginleşmesi, hareket eden nesnelerin görüntülerinin izlerinin olması, nesne çevresinde ışık haleleri, nesneleri küçük ya da büyük görme olabilir.
Flashback belirtilerinin ortaya çıkmasını ruhsal stres yaratıcı etkenler, monoton biçimde araba kullanma gibi uyaran yoksunluğu ya da başka uyuşturucu maddelerin kullanımı yolaçabilir. Bunlar birkaç dakika içinde sonlanır. Kimi zaman daha uzun sürebilir.
“Flashback” olayı, LSD kullandıktan birkaç gün sonra olabileceği gibi bir yıldan da daha uzun bir süre sonra ortaya çıkabilir, yani kişi tekrar uyuşturucu madde kullanmasa da flashback yaşayabilir. Tipik olarak bir kaç dakika hatta daha da kısa bir süre içinde sonlanır ve genellikle, şekilsiz renklerden korkutucu halüsinasyonlara kadar uzanan bir çeşitlilik içerir. Özellikle kronik olarak kullananlarda, kişilik problemleri olanlarda, ama bununla birlikte ara sıra LSD kullananlarda da flashback gözlemlenebilir.
Yarattığı sonuçlar
Bu uyuşturucu maddelerin kullanımı ölüme neden olabilir. Ölüm  daha çok yüksek tansiyon ya da beden ısısının artışından kaynaklanmaktadır. Yargılama yetisinin bozulmasına bağlı olarak da ölüm olabilir. Buna örnek olarak trafik kazası ya da kişinin uçmak amacı ile tehlikeli aktivasyonlara girişmesi verilebilir.
Zehirlenme
Yüksek dozlarda kullanıcıda hissizlik, kaslarda güçsüzlük ve titreme görülür. Motor becerileri ve koordinasyon bozulmuştur. Bazen nöbetler ve bulantı da yaşayabilirler. Yüksek dozdan dolayı ölüm rapor edilmemiştir. Ancak entoksikasyon sırasında ya da onu takiben intiharlar meydana gelmiştir. Mantıklı düşünme ortadan kalktığı için meydana gelen tehlikeli davranışlar ve şiddet, kaza sonucu ölümlere, cinayete ve kendini yaralamalara, sakatlanmalara varan olaylara neden olabilmektedir.

Tüm yönleriyle Opiyatlar(Eroin,Kodein,Afyon,Morfin)

Eroin kullananlarda gözlenebilecekler
Uyuşturucu madde etkisi altındayken;
Ağız kuruluğu
Çökük bir görünüş (sanki omuzda ağır bir yük varmış gibi)
Şaşkınlık hali
Solunumda yavaşlama
Gözbebeklerinde küçülme
Kaşık gibi malzemeler
Bir uyanık, bir uykulu hal
Uyuşturucu madde etkisi geçtikten sonra
Sinirlilik, huzursuzluk
Gözbebeklerinde büyüme
Burun akıntısı, terleme, uykusuzluk, kas ağrıları, bulantı, ishal
Kodein kullananlarda (a-ferin)
Eroin kullanımına benzer etkiler
Evde filtre, beyaz lekeli bardaklar
Küçük su şişelerine doldurulmuş dumanlı su 
Tipleri
Afyon haşhaşından elde edilen ve uyuşturucu özelliği taşıyan uyuşturucu maddeler arasında afyon sakızı, morfin, kodein, eroin, metadon gibi uyuşturucu maddeler sayılabilir. Afyonun karşılığı “opium”dur. Afyon ve benzeri uyuşturucu maddelerin tümüne “opioid” adı verilmektedir.
Afyon haşhaşı ile bir tür esrara verilen “haşiş” ismi karıştırılmamalıdır. Haşhaş bitkisine latincede Papaver Somniferium denir. Afyon bu bitkiden elde edilir.
Morfin ve benzeri ilaçlar, en etkili ağrı kesici ilaçlardandır. Deriye zerk edilen morfin, etkileri bakımından, yenilen afyona oranla on veya yirmi kat daha kuvvetlidir.
Eroin aslı “Heroin”dir. İlk olarak 1899 yılında Bayer fabrikalarında sentez edilmiştir. Eroin, morfinden iki kat daha etkindir.  Eroin piyasada açık kahverengi bir toz şeklinde satılır. Sokakta Eyç (H), beyaz, toz, peynir adlarıyla anılır.
Eroin, genellikle perakende piyasasına ulaştığı zaman büyük ölçüde derecesi hafifletilmiş haldedir veya bilhassa şeker, süt şekeri, glikoz, kinin veya diğer bir uyuşturucu madde ile yapısı bozulmuştur.
Kodein, afyon kozası ve afyonda mevcuttur. Kodein, etkili bir öksürük giderici ve ağrı kesicidir ilaçlardan biridir. Kodein daha çok öksürük ilacı ve uyku verici olarak kullanılır. Kodein, toz veya tablet halinde yapılır; beyaz renkte, kokusuz ve acımsı tattadır. diğer afyon türevleri gibi bağımlılık yapıcı etkisi olduğu saptanmıştır. Bu nedenle öksürük şuruplarının muhtevasından çıkarılmıştır. Kimi kodein içeren ilaçlar ise kırmızı reçete kapsamına alınmıştır.
Kullanım yolu
Afyon ve benzerleri ağız yolu ile alınabilir, buruna çekilebilir ya da damar içine zerk edilebilir. Sigara gibi sarılarak içilmesi ya da buharının içe çekilmesi de sık olarak kullanılan yöntemlerdir. Eroinin sigara tarzında sarılıp içilmesine “koreks” adı verilir. Sıklıkla buruna çekilerek kullanılan eroin, zaman içinde burun cidarında ağır hasara neden olur. Bu nedenle kullanımı zorlaşır ve başka kullanım yöntemlerine geçilir.
Buharının içe çekilmesi amacı ile aluminyum folyoda ıstılmasına ve buharının içe çekilmesine “kaydırma” ya da “ejderhayı kovalamak” adı verilir. Enjektör ile kullanıma “shot” adı verilir. Genellikle burun ya da sigara tarzında kullanım başlar ve damara enjeksiyon ile devam eder.
Etkileri
Alındıktan kısa bir süre sonra etki göstermeye başlar. Etkisi 4-6 saat sürer. Bu nedenle günde en az iki üç kez kullanılması gerekebilir. Uyuşturucu madde alındıktan sonra sıcaklık, kol ve bacaklarda ağırlık hissi, yüzde kırmızılık gelişir. İlk başta gelişen “rush” olarak adlandırılan dönemin ardından, sedasyon (sakinlik) dönemi ortaya çıkar.
Hareketlerde ve konuşmada yavaşlama, dikkat ve bellekte bozukluk bu dönemin belirtileridir. Fiziksel olarak solunumun yavaşlaması, göz bebeklerinin küçülmesi, ağrı hissinin kaybı, düz kasların kasılması, kan basıncı, kalp hızında azalma ve beden ısısında değişiklikler oluşur. Karında orgazm benzeri kramplar olur. Bu uyuşturucu maddelere duyarlı insanlarda alımı takiben mutsuzluk, kusma ve bulantı oluşabilir.
Eroin bağımlılarında durgunluk, isteksiz olma, soluk bir yüz, ağır ve yavaş hareket etme, zayıflık, dengesiz yürüme gözlenir. Kabızlık oluşur. Özbakım azalmıştır. Sık sık doz alma ihtiyacında olduğu için bir yerde uzun süre kalmaz. Kollarda enjeksiyon izleri, yaralar saptanabilir.




Soldaki fotoğraflar Eroin kullananların Eroine başlamadan önceki halleri. Sağdaki ise tahmin ettiğiniz gibi.


Eroin bağımlısı

Eroin bağımlısı

Eroin bağımlısı

Eroin bağımlısı

Eroin bağımlısı

Eroin bağımlısı

Eroin bağımlısı

Eroin bağımlısı

Tum yonleriyle Kokain

Genel bilgi
Kokain  çok hızlı ve güçlü bir bağımlılık geliştirir. Genellikle “coke” olarak adlandırılır.  Kokain, kökeni güney Amerika olan "Erythroxylon Coca" şurubundan elde edilen bir alkoloiddir. Baz kokain, beyaz kristalize bir tozdur.
Kokainin etkileri kısa zamanda ortaya çıkar ve kaybolur. Alımını takiben etkisini hemen gösterir. Yaklaşık 30 ile 60 dakika içinde etkisi kaybolur. Bu süre zarfında eğer tekrar kokain alınmazsa yoksunluk belirtileri belirir. Bu belirtiler oldukça tatsızdır. Yoksunluk belirtilerinin ortaya çıkmaması için dozun hemen tekrarlanması gerekir.
Bağımlılık
Bağımlılık yapıcı etkisi oldukça yüksektir. Psikolojik bağımlılık bir kez kullanıldıktan sonra bile gelişebilir. Tekrarlanan kullanımlardan sonra tolerans gelişir ve fizyolojik bağımlılık oluşur. Kokain kesildiğinde yoksunluk belirtileri ortaya çıkar, ancak bu etkiler eroin, morfin gibi opiyatlar ile karşılaştırıldığında daha düşüktür.
Kullanım yolu
En sık kullanım yolu iyice ezilmiş tozunun buruna çekilmesidir. Deri altına ya da damara enjeksiyon yolu ile, ya da sigara gibi içmek tarzında da kullanılabilir.
Etkileri
Kullanımını takiben taşikardi ya da bradikardi (kalp atışının hızlanması ya da yavaşlaması), pupiller dilatasyon (göz bebeklerinin büyümesi), kan basıncında düşme ya da artma gözlenir.
Kokain yüksek doz kullanıldığı zaman kalp atım hızında artma, tansiyon yüksekliği ortaya çıkar. Sinirlilik, sosyal muhakeme kaybı, yüsek riskli cinsel girişimler, saldırganlık, psikomotor aktivitede artış, ajitasyon, kalp atımında bozukluk, göğüs ağrısı, kas zayıflığı, solunum güçlüğü ve koma gelişir.
En sık görülen etki burunda kanlanmanın (nasal konjesyon) artışına bağlı olarak görülen burun kanamalarıdır. Bronşlar ve akciğerde hasara neden olur. Tiklere yolaçar ve migren benzeri başağrıları oluşturabilir.
En önemli yan etkisi beyin üstüne olan etkileridir. Beyinde enfarktlar (tıkanmalar) oluşturur. Kimi zaman beyin içi kanamalar gözlenir. Beyin üstüne olan bu etkiler kokainin damarları daraltıcı etkisinden kaynaklanmaktadır. Kokain kullananlarda %3-8 oranında sara (epilepsi) nöbetleri gözlenmiştir. En sık epileptik nöbetlere neden olan uyuşturucu madde kokain olup, ikinci sırada amfetaminler gelir. Nöbetler, yüksek doz kokain ya da crack kullananlarda daha sık görülen bir yan etkidir.
Myokard enfarktüsü (kalp damarlarında tıkanma) ve aritmi (kalbin ritminde bozulmalar) kokainin kalp üstüne olan istenmeyen etkilerinin başlıcalarıdır. Kokain afrodizyak bir uyuşturucu maddedir. kullanıldığı zaman boşalmayı geciktirir. Ancak uzun kullanım sonucu ya da kişi kokain kullanımını bıraktığı zaman iktidarsızlık ile sonuçlanır. Kokain kullanımını takiben paranoid hezeyanlar ve halüsinasyonlar gözlenebilir. Bu durumda kişi hayaller görmeye, herşeyden kuşku duymaya başlar. Bu durum psikoz tablosunu andırır.
Yoksunluk belirtileri
Kokain alımını izleyen bir saat içerisinde “crash” adı verilen depresyona benzer bir tablo oluşur. Bu tablo çöküntü, mutsuzluk, hiçbir şeyden zevk almama, sıkıntı, kaygı, sinirlilik, güçsüzlük, çok uyuma isteği, korkutucu rüyalar ile belirgindir. Bu belirtiler 18 saat sürer. Ağır kullanımda ise bir haftaya kadar uzar. Özellikle 2-4 gün arasında en şiddetli düzeyine varır. Bu dönemde intihar gözlenebilir.

Tüm detaylarıyla Esrar(Marijuana)

Genel bilgiler
Esrar, cannabis sativa adı verilen hint keneviri bitkisinin kahverengi/yeşil çiçeklerin karışımından, saplar, tohumlar ve yapraklarından oluşmaktadır. Esrarın dumanı genellikle sert, acı ve keskindir ve ot kokusuna benzer.  Esrar’ın aktif ana etken uyuşturucu maddesi THC’dir (Delta-9-tetrahydrocannabinol).
Sarıkız, kuru, ot, joint, derman, giye olarak da adlandırılmaktadır. İşleniş biçimine göre bazı farklılıklar gösterir ve bunlara göre farklı isimler alır. Bunlar arasında Marijuana, Gubar, Ganja sayılabilir.
Esrar, “haşiş” olarak bilinir. İngilizce’de “hash, hashish”, Fransızca’da “Hachisch” olarak yazılır. Arapça’da ise “haşiş” ya da “Haşhiş” olarak adlandırılır.  “Haşiş” (hint keneveri/cannabis indica) ile “Afyon haşhaşı” (papaver Somniferum L) birbirine karışan iki kavramdır. Bu iki bitki aynı familyadan olmakla birlikte, birbirlerinden farklı bitkilerdir.
 

Kullanım yolu
Genellikle sigara şeklinde kullanılır. Kova veya bong adı verilen bir yöntem ile buharını içe çekmek yoluyla da kullanılmaktadır. Bir başka kullanım şekli de, esrarın keke karıştırılması ya da çay olarak içilmesidir


Esrarın Etkileri
Esrar içildiğinde etkisi birkaç dakika içinde ortaya çıkar. Yarım saat içinde etkisi en üst düzeye gelmekte ve bu etki 2-4 saat içinde sonlanmaktadır. Hareket becerilerindeki bozukluk 8-12 saat devam eder. Esrar kullanımı kısa süreli öfori ve rahatlama, algıda değişiklik, zaman algısında bozulma ve duyusal deneyimlerde abartıya neden olmaktadır.
Kullanımdan sonra çok fazla yeme görülebilmektedir.
Esrarın sigara halinde içilmesi, ilk dakikalardan itibaren kalp atışlarının %20-50 oranında artmasına neden olmaktadır. Bu etki yaklaşık 3 saat sürmektedir. Esrar kullanıldıktan sonra kişi oturuyorsa kan basıncı artmakta, ayakta duruyorsa düşmektedir. 
Esrar kullanımının psikolojik etkileri ruh haline, alınan uyuşturucu maddenin dozajına, ortama ve geçmiş deneyimlere göre değişkenlik gösterir. Kısa süreli kullanıma bağlı hareketlerde ve öğrenme, bellek, dikkat gibi işlevlerde bozukluk oluşturması yanında, anksiyete, panik atak, paranoya ve şaşkınlığa yol açabilir.
Sık olmasa da flashback’ler yaşanabilir. Erken yaşlarda esrar kullanımı ile ileriki yaşlarda görülen depresyon arasında bir ilişki saptanmıştır. Esrar kullanımıyla yaşanan psikososyal sorunlar alkol kullanımıyla benzerlik göstermektedir. 

Öğrenme, hafıza, dikkat yetileri ve esrar
Esrar kullanımı öğrenme ve bilgi hatırlamayı olumsuz etkileyebildiği için, entelektüel kapasite, çalışma ve sosyal beceriler konusunda da gerileme görülmektedir. Bunun yanı sıra araştırmalar, esrarın hafıza ve öğrenmeyle ilgili olumsuz etkilerinin esrarın etkisi geçtikten sonra bile günler hatta haftalar sürebildiğini göstermektedir.
Esrar ve akıl hastalığı
Esrar kullanımına bağlı psikotik bozukluklar kullanımdan kısa bir süre sonra gelişmekte ve çoğunlukla kötülük görme sanrıları ya da kıskançlık sanrıları şeklinde olmaktadır. Esrar, kalıcı psikoza da yol açmaktadır. Bu konuda yapılan birçok araştırma gözden geçirildiğinde esrar kullananlarda şizofrenik bozukluk gelişme riskinin esrar kullanmayanlara göre 6.7 kat daha fazla olduğu ortaya çıkmaktadır. Şizofreniye yatkın olan kişilerde esrarın psikozu başlatan veya alevlendiren bir etken olduğu düşünülmektedir. Kimde ve nasıl ortaya çıktığına ilişkin bilgiler ise henüz yeterli düzeyde değildir.
Esrar ve amotivasyon sendromu
Esrar kullanımının “Amotivational Syndrome”a yol açar. “Amotivational Syndrome” belirtileri arasında güdü ve hırsta düşüş, duyguların ifadesinde azalma, uzun süreli planlar yapıp yürütme kapasitesinin azalması ve engellenmeyle başa çıkma zorluğu sayılabilir. Ayrıca, esrar kullanıcılarında hedefe yönelik etkinlik kaybı, yeni sorunları çözme yeteneğinde de kayıp gözlenmiştir.
Esrarın yarattığı diğer olumsuz sonuçları
Kalp atışında artış ve kestirilemeyen kan basıncı değişimi esrar kullanımına bağlı etkiler arasında sayılabilir.  Esrar kullandıktan sonraki ilk bir saat içinde kalp krizi geçirme riskinin normalden dört kat daha fazla olduğu ortaya konmuştur. Araştırmacılar bu etkinin esrarın kan basıncı ve kalp atışı üzerindeki etkisi ve kanın azalan oksijen taşıma kapasitesinin etkisinden kaynaklandığını öne sürmektedirler.
Esrar kullanımı, sıklıkla öksürük ile birlikte ağız ve boğazda yanma ve batmaya neden olur. Düzenli olarak esrar kullanan kişilerde, sigara kullananlara benzer, öksürük, balgam çıkarma, sık ve ani göğüs ağrıları sıktır ve yüksek akciğer enfeksiyonu riski vardır. Esrarı sigara halinde kullananlarda baş boyun kanseri geliştirme olasılığı yüksek olduğu ve kullanım sıklığı arttıkça bu hastalığın riskinin de yükseldiği iddia edilmektedir.
Sigara halindeki esrar, sigaraya oranla %50-70 arası daha fazla kanserojen hidrokarbon içermektedir. Esrar kullanıcıları, sigara içenlere oranla, genellikle dumanı içlerine daha derin çekip, nefeslerini daha uzun süre tutmaktadırlar. Bu şekildeki esrar içimi, akciğerlere daha fazla baskı uygulayıp kullanıcıların kansere daha eğilimli olmalarına neden olmaktadır.
Esrar kullanımı ağız kuruluğu ve iştah artışına neden olur.
Esrar etkisi altında araç kullanılmamalıdır
Esrar, kullanımından sonra araba kullanılması tehlikelidir. Esrarın araba kullanma üzerindeki olumsuz etkileri şunlardır:
  • Tepki verme zamanının yavaşlaması
  • Çevresel ışık uyaranlarını algılamada zayıflık
  • Zayıf göz takibi
  • Zaman ve yer algısında bozulma
  • Koordinasyonda zayıflama / bozulma
  • Fren ve hızlanmada hatalar, hız kontrolünün azalması
  • Yargı ve karar alma yeteneğinin zayıflaması, araba sollamada kaza riskinin artması
  • Özellikle birden çok iş yaparken, dikkatin zayıflaması / azalması
  • Kısa süreli hafızanın zarar görmesi
  • Alkol ve diğer uyuşturucu maddelerle birlikte kullanınca, olumsuz etkilerin artış göstermesi
    Esrar bağımlılık yapar
    Araştırmalarda esrar kullanımının fiziksel ve psikolojik bağımlılık yapabileceği gösterilmiştir. Esrar bağımlılığı ayrı bir tanı kategorisi olarak DSM-IV ve ICD-10 gibi sınıflandırma sistemlerinde yer almaktadır. Esrar kullanımına karşı hızlı bir tolerans geliştiği gösterilmiştir.
    Yapılan bir çalışmada, esrar kullanıcılarının %35’i istedikleri halde esrarı bırakamadıklarını, %24’ü esrar kullanımı yüzünden yaşadıkları sorunlara rağmen kullanmaya devam ettiklerini ve % 13’ü tüketimlerini kontrol altında tutamadıklarını bildirmişlerdir. Araştırmaya katılan kullanıcıların %20’si, esrar kullanmadıkları zaman huzursuzluk ve gerginlik hissettiklerini ifade etmişlerdir.
    Esrar kullanıcılarında bağımlılık görülme riskinin kullanımın sıklığıyla orantılı olduğu gösterilmiştir. Bağımlılığın görülme sıklığı, sık kullanımla beraber yükselme eğilimindedir. Haftada birkaç kez esrar kullananlarda bağımlılık görülme sıklığının %57 ile 92 arasında değiştiği saptanmıştır.
    Esrarın yoksunluk belirtileri
    Sık ve uzun süre kullanıldıktan sonra bırakılan esrarın yoksunluk belirtilerine yol açtığı belirlenmiştir. Yapılan araştırmalarda esrar kullanımının bırakılması sonucu birçok farklı yoksunluk belirtisinin ortaya çıktığı görülmüştür.
    Dört hafta boyunca aralıksız esrar kullanan ve ardından 4 hafta arındırma süreci yaşayanlarda, esrar kullanımı kesildikten sonra iştahsızlık ve uyku düzensizliği gözlemlenmiştir. Farklı araştırmacılar tarafından yapılan birçok çalışmada benzer yoksunluk belirtileri saptanmıştır. Yoksunluk belirtilerini şu şekilde özetleyebiliriz:
  • Aşırı hassaslık
  • Alınganlık
  • Sinirlilik
  • Huzursuzluk
  • Gerginlik
  • İştah azalması
  • Uykusuzluk     
  • Titreme 
  • Ürperme
  • Terleme
  • Ateş
  • Bulantı
  • Mide-Bağırsak rahatsızlıkları
  • Parçalanmış düşünceler
  • Yön duygusu kaybı
  • Görsel, işitsel ve dokunsal halüsinasyonlar
Yoksunluk belirtilerinden en az ikisini yaşayan kullanıcıların esrar yoksunluğu tanısı alabilecekleri belirtilmiştir. Belirtilerin uyuşturucu madde kullanımının bırakılmasından 4 saat sonra başlayıp 4 gün boyunca devam ettiği, belirtilerin bu 4 günde en yoğun düzeye ulaştığı bildirilmektedir. Yoksunluk sürecinde agresyonun özellikle en yoğun yedinci günün sonunda yaşandığı gözlemlenmiştir.


Tüm detaylarıyla Ekstazi(Ecstacy)

MDMA (3,4-metilen dioksi metamfetamin) yani ecstasy (ekstazi) bir amfetamin türevidir. Etkileri hem amfetaminlere, hem de halüsinojik uyuşturucu maddelere benzer. Üstünde kuş, fil vb. resimler bulunan tabletler biçiminde satılır. Ağız yoluyla alınır ve  daha çok eğlence yerlerinde bulunur. MDMA’nın son zamanlarda tablet dışında kapsül, toz veya sıvı şekilde de üretildiği görülmektedir. Böylece ecstasy’nin  kullanımı ağız yolu dışında enjekte etme veya  burundan çekme gibi farklı yöntemlerle de kullanılmasına yol açmaktadır.
Ecstasy (ekstazi), gençler arasında çeşitli isimlerle anılmaktadır. Ülkemizde “Çılgın Max, Mitsubishi, 007, Pıt, Roket” gibi isimler verilmektedir. Avrupa ve ABD’de ise “Armani, At, Baklava, Butterfly, Cherry, Coca Cola, Coro, Elmas, Kiraz, Ferrari, Fish, Mercedes, Mitsubishi, Pokemon, Zoro, Yüzde 5, Yin Yang, Rolex” olarak adlandırılmaktadır.
Ecstasy (ekstazi) konusunda karşılaşılan en büyük sorunlardan biri bu uyuşturucu maddenin kimyasal bileşiminin de çeşitlilik göstermesidir. Günümüzde ecstasy adı altında farklı uyuşturucu maddeler de satılmaktadır. Özellikle piyasada bir zamanlar "no name" adıyla satılan ecstasy tabletlerinin toksik uyuşturucu madde içerdiği saptanmıştır. Yapılan incelemede  “no name” tabletlerinin içinde "bahçelerdeki sümüklü böceklerle savaşta" kullanılan bir zehire rastlanması ecstasy’nin (ekstazi) ne denli tehlikeli olabileceği konusunda çarpıcı bir örnektir.

 

Ecstasy’nin Etkileri

Ecstasy’nin (ekstazi) etkileri çeşitli faktörlere bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Ecstasy’nin etkisi, alındıktan 20-60 dakika sonrasında kendisini gösterir ve bu etki 4-6 saat süreyle devam eder. MDMA alındıktan 48 sat sonra bedenden atılır. Amfetamin’in temel etkisi kuvvetli bir uyarıcı olmasıdır. Enerjinin arttığı hissini verirken uyku ve yorgunluk hissini bloke eder. İştahsızlık, uyku ihtiyacının azalması, huzursuzluk, mide bulantısı, kramp, gerginlik, kan basıncında ve vücut ısısında yükselme, kalp atışında artış ve tek düze davranışlar da bulunma gibi ruhsal ve fiziksel tavır değişikliklerine sebep olmaktadır.
Ecstasy (ekstazi), empatiyi, yakınlık hissini arttıran bir hap olarak da tanımlamaktadır. Bu özelliğinden dolayı ecstasy’e "heartopener (kalp açıcı)" da denilmektedir. Çoğu zaman amfetaminin başka uyuşturucu maddelerle karıştırılmış versiyonları görsel ve işitsel halüsinasyonlara neden olabilmektedir ama bu tür bir yaşantı kişinin içinde bulunduğu ruhsal duruma göre değişir.
Yarattığı sonuçlar
Ecstasy (ekstazi) sadece yorgunluk hissini değil, açlık ve susuzluk hislerini de bastırır ve koruma mekanizmalarında sorunlar oluşturur. Ecstasy-ekstazi kullananlarda kullanmayanlara oranla daha çok anksiyete ve depresyon gibi psikiyatrik rahatsızlıklara rastlanmaktadır. Yapılan birçok araştırmada ağır MDMA (ecstasy-ekstazi) kullanıcılarında obsesif davranışlar, fobik ve paranoyak düşünceler, saldırganlık, uyku ve yeme bozuklukları gibi psikopatolojilerin sık olduğu belirtilmiştir.
MDMA (ecstasy-ekstazi) kullanımının uzun vadede bellek üzerinde de olumsuz etkileri olduğu bazı araştırmalarca ortaya çıkarılmıştır. MDMA’nın (ecstasy-ekstazi) kullanımı dans etmek gibi uzun süren ve yorucu bir aktiviteyle ilişkilendirildiğinden bu uyuşturucu maddenin zayıf bünyeli bireylerin kalbinde hasara ve diğer kalp-damar sistemi komplikasyonlarına sebep olabileceği ileri sürülmüştür.
Yüksek tansiyon, şeker hastalığı, sara hastalığı, kalp ve karaciğer problemleri ve zihinsel rahatsızlıkları olan kişilerin ecstasy kullanmasının bu hastalıklarda artışa ve hayati tehlikeye sebep olduğu gözlenmiştir.
Yoksunluk belirtileri
Ecstasy (ekstazi) kullanımı kesildikten sonra bazı yoksunluk belirtilerinin ortaya çıktığı diğer araştırmalarda da gözlenmiştir. Yoksunluk belirtileri içinde boşluk duygusu, bitkinlik, başağrısı, baş dönmesi, depresyon, anksiyete, panik atak, uyku ve yeme bozuklukları, gerçeklikten kopuş, paranoya, vücudun çeşitli yerlerinde ağrılar sayılabilir.
Zehirlenme
Aşırı miktar alındığında denge bozukluğu, susuzluk, karaciğer yetmezliği, kalp ritm bozukluğu, beden ısısında artış ve nöbetler gözlenebilir.
Ecstasy’nin ölüme yol açtığı da bilinmektedir. Ecstasy’nin ölüme yol açma nedenleri yönünden çeşitli ihtimaller üstünde durulmaktadır. Bunları şu şekilde sırlayabiliriz.
  • Aşırı uyarılma sebebiyle, kalp krizi, beyin kanaması,
  • Aşırı dans etme sebebiyle vücut ısısının 40 C derecenin üzerine çıkması
  • Aşırı derecede su alımı sebebiyle oluşan kanda sodyum miktarının aşırı derecede azalması ve  beyinde ödem oluşmasıdır.